Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu dünyada insanca yaşamak herkesin hakkıdır.
İşçiye gelince, nedir işçinin kaderi? Bugün için verimsiz, kısır bir işin altında ezilmektir ve yarın için beklediği de yoksulluk, dilencilik içinde geçecek bir ihtiyarlıktır. Aldığı gündelik, günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yetmez. Nasıl kazancından bir parçasını bir yana ayırsın da yaşlı günlerindeki geçimini sağlayabilsin? Soylu denen kimselere, altınlar elmaslar içinde yaşayanlara, aylaklara ya da süsten geçinenlere, bu hoş keyifleri körükleyip beslemekten başka işleri olmayan bu insanlara bu kadar bol keseden varlık dağıtan bir toplum haksız ve nankör bir toplum değildir de nedir? O toplum ki, kendini asıl yaşatan çiftçinin, kömürcünün, arabacının, marangozun, işçinin dertleriyle kaygılanmaz, hiçbirine acımaz. O toplum ki, insafsız bencilliği içinde, daha fazla iş, daha fazla çıkar sağlamak için, emekçi insanların gençlik gücünü kıyasıya harcar; zavallılar yaşlandılar, hastalandılar mı, ellerinde avuçlarında bir şey kalmadı mı, iş başında sabahladıkları günler, gördükleri önemli bunca iş unutulur, bütün bunlara karşı toplumdan gördükleri ödül açlıktan ölmektir.
"Soylu denen kimselere, altınlar elmaslar içinde yaşayanlara, aylaklara ya da süsten geçinenlere, bu hoş keyifleri körükleyip beslemekten başka işi olmayan bu insanlara bu kadar bol keseden varlık dağıtan bir toplum haksız ve nankör bir toplum değildir de nedir? O toplum ki, kendi asıl yaşatan çiftçinin, kömürcünün, arabacının, marangozun, işçinin dertleriyle kaygılanmaz, hiçbirine acımaz. O toplum ki, insafsız bencilliği içinde, daha fazla iş, daha fazla çıkar sağlamak için, emekçi insanların gençlik gücünü kıyasıya harcar; zavallılar yaşlandılar, hastalandılar mı, ellerinde avuçlarında bir şey kalmadı mı, iş başında sabahladıkları günler, gördükleri önemli bunca iş unutulur, bütün bunlara karşı toplumdan gördükleri ödül açlıktan ölmektir."
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
İnsan Suresi
1. Hakikaten* insan(ı yaratmamızdan önce) üzerine öyle uzun bir zaman gelip geçti ki henüz (o vakitlerde insan daha yaratılmadığından), anılan bir şey değildi. 2. Doğrusu biz, insanı (kudretimizi gösterelim ve teklifimizle) imtihan edelim diye (erkekteki çeşitli unsur ve salgılar içindeki genetik kısmın, yumurtadaki genetik kısımla)* karışmış bir nutfe (zigot)tan yarattık da onu (insanı) işiten ve gören bir varlık yaptık. Dipnot * Çocuğun anne ve babasından birine benzemesi onlardan birinin genetik özelliklerinin baskın çıkmasıyla ilgilidir. Bütün bunların hepsi Allah’ın takdiri iledir. 3. Şüphesiz biz ona, doğru yolu gösterdik. İster şükredici olur (kulluğunun gereğini yapar) isterse nankör.
Ah şu insanlar yok mu Doktor Watson. Daha alçak, daha nankör bir varlık yoktur herhalde.
Gazi Mustafa Kemal'den dinleyelim: "Rauf Bey bir gün Meclisteki odama gelerek, benimle bazı mühim hususlara ait görüşmek istediğini ve akşam Refet Paşanın evine (Keçiören'de) gidersem daha güzel konuşabileceğimizi söyledi. Rauf Beyin teklifini kabul ettim. Ali Fuat Paşanın bulunması için de izin istedi. Onu da münasip gördüm. Refet
Sayfa 54 - Remzi kitabeviKitabı okudu
Ah şu insanlar yok mu Doktor Watson. Daha alçak, daha nankör bir varlık yoktur herhalde.
Reklam
(Atatürk'ün tavsiyesidir) _İnsanların zihinlerini karıştırmayı çok seven diktatör ile yönetilen bir ülke var. Bu ülke dünyadır; bu hükümdar Allah'tır; vekilleri din adamlarıdır; uyruğu insanlardır. Bu hükümdar, bilinmek, sevilmek, itaat edilmek istiyor. Ancak hiçbir zaman kendisini göstermiyor ve her şey hakkında edinilebilen bilgiyi
PEYGAMBERLERİN İSİMLERİNİN HİKMETİ
Kur'an, ilginçtir, bilinç mertebesine ulaşmamış "insan"ı tanımladığı hiçbir yerde onu iyi sıfatlarla anmaz. İnsan; nankör, cahil, aceleci, kan dökücü, fesatçı, bozguncu gibi hoş olma yan sıfatlarla tanımlanır Kur'an'da! "Adem" ise hep "mükerrem" (saygıya değer) olarak anılır. Çünkü insandan maksat, bir Yaratıcı'nın var olduğunu bilme ve idrak etme bilincidir. Bu bilince ermiş insan, artık bir hayvan muamelesi göremez. O, Rabbe muhatap bir varlıktır. Öyle muamele görür. Aksi takdirde o da yiyen, içen, üreyen ve ölüp toprağa karılan bir hayvandan ibarettir. Üstelik hayvan dan da aşağılara düşme potansiyeline sahiptir. Onu yücelten, bir hayvan olmaktan çıkarıp daha büyük bir değer haline getiren; onu, evrenin Yaratıcısı nezdinde anlamlı kılan vasfı; bu idrak ve o idrak ile yaptığı eylem ve duadır. İşte Âdem (a.s.), bu yönüyle Rabbini bilen ilk insandır, ilk nebidir. Ve "insan"dan murat olan neticedir. Yalın halde insan (nesnas), yani herhangi bir şekilde Yaratıcısının idrakine erememiş insansı varlık, nefsin 'emmare mertebesini temsil eder. Nefsin 'emmare' mertebesi, yalnızca bedenî ihtiyaçların karşılanmasını sağlayan dürtüler mertebesidir. Bir tür hayvaniyet!
Sayfa 38 - Hayat YayınlarıKitabı okudu
Ah şu insanlar yok mu daha alçak daha nankör bir varlık yoktur herhalde.
Ah şu insanlar yok mu Doktor Watson. Daha alçak, daha nankör bir varlık yoktur herhalde.
88 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.