Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne gülü, bülbülü Gülşen'i -hasın, Elalem varsın korkakmış desin. İstemem istemem gece olmasın İşim daha güzel ,rüyalarımdan...
Bu kişisel ve toplumsal sefaletler, her ne kadar büyük, sayısız ve ebedi gibi görünse de, aslan yaklaştığında kaçan çakallarla sırtlanlar gibi geçip gidecektir, yeter ki proletarya "Bunu istiyorum" desin. Fakat gücünün bilincine var­ması için proletaryanın Hıristiyan, ekonomik, özgür düşünceli ahlakın önyargılarını ayaklar altına alması lazım - içgüdülerine dönmesi, burjuva devriminin metafizikçi avukatlarının hazırladığı veremli İnsan Haklan'ndan bin kat daha asil ve daha kutsal olan Tembellik Hak­ları'nı ilan etmesi; günde sadece üç saat çalış­makla yetinmesi, günün geri kalan kısmını ve geceyi tembellik ederek ve alem yaparak geçir­mesi lazım.
Sayfa 36 - PdfKitabı okudu
Reklam
İyi Okumalar dilerim
Selamün aleyküm değerli okurlar Wattpad e yazdığım kitabı sizler de okuyun diye buraya yazdım kitap değil bu hayatınıza bir nebze de olsa dokunmak için böyle bir kitap yazdım okuyup değerli yorumlarınızı bekliyorum değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyorum ☺️ BİR ENGELLİNİN EVLİLİK HAYATI Her sağlıklı birey gibi engelli
216 syf.
·
Puan vermedi
Veronika Ölmek İstiyor Hepimizin içinde bir yerlerde bir Veronika var bence. Neden derseniz? Çünkü bu hayatta herkes en az bir kez ölümü düşünmüş ya da en az bir kez ölmeyi istemiştir. Ölmeyi istemekle ölünmüyor işte... Veronika'nın hikâyesi de böyle başlıyor. Her şeyi olan bir kadın Veronika... Yaşamında bir şeylerin eksik gittiğini hisseder ve intihar eder. Başarız intihar girişimi sonunda ise kendini Vilette akıl hastanesinde bulur. Uyandığında kendini akıl hastanesinde bulan Veronika kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. 'Nasıl olsa öleceğim,' deyip karalar bağlamaz Veronika aksine kendini yeniden keşfeder, yapmaya cesaret edemediği, kendi içinde baskıladığı duygularını gün yüzüne çıkarır, hayatı daha cesaretle yaşamaya başlar. İşte bu noktada deliler hastanesinde olmak Veronika'yı daha da cesaretlendirir. Çünkü ne demişler: Delidir ne yapsa yeridir misali... :) Delilik bazen gerçekten en güzel şeydir. Yaşamın arkasındaki saklı perde misali. İnsan o perdeyi açmadan da kendi iç dünyasına ulaşamıyor ne yazık ki... Çok mantık, çok akıl olan yerde ne yazık ki hayat ıskalanıyor. Açıkçası ben hayatın deli dolu yaşam sırrını 'delilikte' buldum. Tabi delilikte dozunda güzel. Elalem ne derse desin, siz içinizdeki sesi dinleyin. Bunu önce kendime sonra da size diyorum: "Ölmeden ölmeyin! Yaşamadan ölmeyin!" Kitabın verdiği mesajları sevdim. #yaşamak Herkese de okumasını tavsiye ederim. 213 sayfalık güzel bir kitap.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078bin okunma
"Kalite saklanamayan bir şey. Bazı insanlar oturuşlarıyla, kalkışlarıyla, kelime seçimleri ve evrenselliği yakalamış zihinleriyle daha çekiciler. Tekil kişiler haklarında ne derse desin tüm ilgimiz onlara yöneliyor. Bu yüzden daima kazanan onlar oluyor ve bunu da hak ediyorlar."
Yüz yıl geri kalmamız kazanmaya gayret etmememizi gerektirmez
“Niçin?” “Çünkü bir daha sizden bana saygı göstermenizi isteyemem. Scout, her avukat hayatını bütün ömrünce etkileyecek bir davayla karşılaşır. Benimki de bu olacak sanırım. Okulda bazı çirkin konuşmalara tanık olacağını tahmin ediyorum. Benim için bir tek şey yap: Başını dik, yumruklarını sıkı, ama iki yanında tut. Kim ne derse desin sakın karşılık verme. Bu kez de kendi kendinle savaşarak sakin olmaya çalış.” “Atticus, davayı kazanacak mıyız?” “Hayır tatlım.” “O halde, niçin...” “Yüz yıl geri kalmamız, kazanmaya gayret etmememizi gerektirmez.”
Reklam
Kim ne derse desin, karşılık beklemeyen ümitsiz bir aşk, bütün baştan çıkarma hesaplarından daha güvenilir bir biçimde etkiler kadın kalbini.
57 syf.
6/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Fakat bu görseller kim ne derse desin, kitabı okuyanın elinden çıkmış çok belli. Tebrik konusu. Alakasız öğeler içeren ne kapaklar gördük biz okurlar. Cemil Meriç ve Tanpınar beni buraya getirdi arkadaşlar yoksa ben Ahmet Mithat Efendi'yi Dolaptan Temaşa ve Felatun Bey ile Rakım Efendi'de bırakacaktım. İlle dediler dönemi içerisindeki eser fazlalığından yanlış anlaşıldı, devamla okumak lazım diye. Büyüklerimizi dinleyelim bakalım. :) Yazı makinesi (Az kaldı, Mustafa Kutlu onu geçecek.) Ahmet Mithat Efendi'nin, çeviri bir eserden adaptasyon ile imitasyon arası bir uzun öyküsü. İtalya kırsalında yaşayan bir çoban beyimiz duyduğu bir efsanenin ardına düşerek genç ve güzel bir kadını öldürüp yüreğini sökünce zengin olacağını sanır. Hem Avrupa hem kof inançlar eleştirisi. İstikrarlı biçimde araya girişlerini saymazsak, (bereketi kaçmasın) iyi bir öykü. Yine de neden Avrupa? Bunu Toroslara yazsak, (Yaşar Kemal olur) efsane olur. Asıl efsane o zaman olur. Sevgili Ahmet Mithat bey, Çeviribilim alanına sunduklarınız, çoğul dizgeler kurarak Türk romanına olan katkılarınız bile sizi daha da okumaya yeter. Fakat bu öykü asla bir Felatun Bey ile Rakım Efendi değil. Olsundu. #bookstagram #ahmetmithatefendi #şeytankayatılsımı
Şeytankaya Tılsımı
Şeytankaya TılsımıAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,958 okunma
Kim ne derse desin, karşılık beklemeyen ümitsiz bir aşk, bütün baştan çıkarma hesaplarından daha güvenilir bir biçimde etkiler kadın kalbini.
Adi felsefe, adi edebiyat, adi tiyatro ve sinema ne derse desin, hakiki hayatın mantık dediğimiz şeyle hiçbir alışverişi yoktur. Hayat makul bir insandan ziyade fütürist bir şaire veya kübist bir ressama daha çok benziyor.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.