Gerçeğin can alıcı noktasını dışarıda bırakacak formüllere başvurulur. Andre Gide, Dostoyevski üzerine yazdığı çok ilgiye değer incelemesinde bu saygısız klişecilikten şöyle yakınmaktadır: "Halk her yeni ad karşısında ne gibi tavır takınması gerektiğini bilmek ister ve zihnini karıştıracak şeyleri hoş görmez. Pasteur'ün adı geçti mi hemencecik: Ha, evet, kuduz aşısı diye düşünebilmekten hoşlanır. Nietzsche mi, Üst-İnsan; Curie mi? Radyum... M. de Vogue, Suç ve Ceza'nın son kısımlarında yerleşmiş bulduğu doktrini kendi icadıyla 'acı çekme dini' diye adlandırıp böyle portatif bir formül halindeki klişeleştiği zaman Dostoyevski az daha Fransa'da başarı kazanacaktı... Fakat ne yazık ki, adam formüle sığamıyor, her yayından taşıyordu." Gide bu tavrı zekadan pek az hoşlanılmasına bağlıyor.
Sayfa 37
… insan muhtemelen bizzat, zaman treninin yönünü tayin eden güçlerden biri olmak ister. Çok belirsiz bir roldür bu, uzunca bir aradan sonra duvarların arasından çıktığınızda manzaranın değiştiğine de şahit olabilirsiniz; oradan uçup giden şey öylece gidiverir zira başka türlüsü mümkün değildir ancak ne kadar tevekkül edilse de nahoş bir his gitgide daha baskın bir hâl alır, sanki hedefinizi aşmış veya başka bir yola düşmüşsünüzdür. Günün birinde de ateşli bir ihtiyaç duyarsınız: İnmeniz gerekiyordur! Aşağı atlamanız gerekiyordur! Bir alıkonma, gelişmeme, olduğun yerde kalma, yanlış yola girmeden önceki son sapağa geri dönme hasretidir bu!
Sayfa 45 - Aylak Adam Yayınları, 6.Basım, 2021
Reklam
Otuz İki Yıl Saklanan Öğütler
Üst düzey profesyonel yönetici babadan oğluna derslerle dolu mektup! Arçelik'in eski genel müdürü ve Akkök Holding'in 17 yıl tepesinde oturan Mehmet Ali Berkman'ın oğlu Tunç Berkman'a yazdığı mektubu okudunuz mu? Her yaştan insanlar için çok ciddi öğütler barındıran 19 Ağustos 1990'da yazılan mektubu sizlerle
Sayfa 33
ARAGORN İLE ARWENİN ÖYKÜSÜNÜ
"Arador Kral'ın dedesiydi. Oğlu Arathorn evlenmek için Aranarth soyundan gelen Dfrhael'in kızı olan Zarif Gilraen'e talip olmuştu. Bu evliliğe karşı çıkmıştı Dfrhael; çünkü Gilraen küçüktü ve Dtinedain âdetlerince evlilik yaşına ulaşmamıştı henüz. "'Dahası,' demişti, 'Arathorn olgun yaşta, sert bir adamdır
"İnsan mı?" dedi İngold kuşkuyla; diğerleri güldü.
"İnsan!" diye bağırdı Pippin, artık tamamen uyanmıştı, "insan ha! Tabii ki bu doğru değil! Ben bir hobbitim ve bir insandan daha az yiğit sayılmam, arada bir zaruret nedeniyle aksi doğruymuş gibi görülse de. Gandalfın sizi kandırmasına izin vermeyin!" "Büyük işler başarmış insanların birçoğu bundan fazlasını söyleyemezdi," dedi tngold. "Ama hobbit nedir?" "Bir Buçukluk," dedi Gandalf. "Hayır, efsanede sözü edilen değil," diye ekledi adamların yüzlerindeki hayreti görünce. "O değil, ama onun akrabalarından biri." "Evet ve onunla yolculuk yapan biri," dedi Pippin. "Üstelik sizin Şehir'den Boromir de bizimle birlikteydi; beni Kuzey'in karlarından kurtardı ve sonunda beni bir sürü düşmana karşı korurken öldü." "Sükût!" dedi Gandalf. "O acının haberi ilk önce babaya verilmeli." "Bu zaten tahmin ediliyordu," dedi îngold; "çünkü son zamanlarda burada tuhaf belirtiler vardı. Ama şimdi geçin hemen! Çünkü Minas Tirith Hükümdarı oğlu ile ilgili son haberleri taşıyan birini görmeye can atıyor, bu ister insan olsun, isterse de..." "Hobbit," dedi Pippin. "Hükümdarınıza çok az bir hizmetim dokunabilir ama elimden ne gelirse yaparım, cesur Boromir'in anısına."
Önceden ,Tanrı’nın insanlara yalnızca yaşamalarını istediği için hayat verdiğini sanırdım . Şimdi başka bir şeyi daha anladım . Anladım ki, tanrı insanların ayrı ayrı değil birlikte yaşamalarını ister. Bu yüzden her birine kendi ihtiyaçlarını vermez, hepsinin ortak ihtiyacı olan şeyi verir. Anladım ki , insanlar kendilerini düşünerek yaşadıklarını zannetseler da onları yaşatan tek şey sevgidir. Kim severse o Tanrı’da , Tanrı da ondadır. Çünkü Tanrı sevgidir.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.