Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli... Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar; "Bu neden böyle? Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!" deriz. Bazı şeyler de mevcut değildir. İçimizden, bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır. İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez. Bunun için, gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma... Sonra en mühimi: Kendini halinden şikâyet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın cefası tükenmez; kendine etmiş olursun. İçkiye de şimdilik pek heves etme. Bazen insan avunmak için başka çare bulamıyor ama, sen nefsine hâkim ol. Biraz daha yaşlandıktan sonra nasıl olsa başlarsın. Hatta o zaman lazımdır da.
Sayfa 158Kitabı okudu
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Yarali" tam anlamiyla yarali kalplere hitab eden bir kitap. Hani bazen bizlerin ser sandigi hayirli, hayirli sandigida ser cikarya, iste tam olarak bunu anlatmis Kahraman Tazeoglu. Yasadigimiz olaylar bizlere her ne kadar aci verirse versin bunda yinede bir hayir mutlaka vardir. Ummadigin anda biten bir beraberlik ne kadar aci versede, hayata küstürsede zamanla bu acilar insani öldürmüyorsa mutlaka güclendirecegindendir, ve hayatin bize daha iyisini ve güzelini sunacagindandir. "Yarali" yi okurken insan ister istemez hüzünlenip duygusallasiyor. Hastanede gecen bölümler beni gercektende cok duygulandirmis, hatta gözlerimin dolmasina neden olmustur, özelliklede Lavin'in sözleri cok dokundu yüregime.. Ben sahsen begendim kitabi. Bu tarz kitaplar okumayi sevenlerin kacirmamasi, mutlaka okumasi gereken bir kitap oldugunu düsünüyorum. Herkese iyi okumalar...
Yaralı
YaralıKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20148,3bin okunma
Geçen gün Ceza Reisi bir kitap verdi. Şöyle karıştırdım. Derin birşey. İsmi Âmak-ı Hayal. Senin anlayacağın hayalin dibi. Orda yazıyor: Bir gün Allah peygamberlerini çağırıp sormuş, saadet nedir? demiş. Her biri kendilerine göre cevap vermişler. Musa: Arzı Mev’uda gitmektir; İsa: Bir yanağını vurana ötekini uzatmaktır; Buda: Hayatta hiçbir arzusu olmamaktır, yollu şeyler söylemiş. Sıra bizim Muhammed’e gelince: “Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir…” demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan birşey eksiltmeli… Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar; “Bu neden böyle? Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!” deriz. Bazı şeyler de mevcut değildir. İçimizden, bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır. İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez. Bunun için, gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma.. Sonra en muhimi: Kendini halinden şikâyet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın cefası tükenmez; kendine etmiş olursun. İçkiye de şimdilik pek heves etme. Bazen insan avunmak için başka çare bulamıyor ama, sen nefsine hâkim ol. Biraz daha yaşlandıktan sonra nasıl olsa başlarsın. Hatta o zaman lazımdır da. Akşamdan akşama iki kadehin zararı yoktur. İnsana dünyayı unutturur. Eh, bu dünya da unutulacak dünya zaten…
SAYGINLIKLARI OLSUN DA GÜNÜ OLMASA DA OLUR Bir 8 Mart daha geldi, çattı...Yarın herkes " kadın " haklarından bahsedip sosyal paylaşım sitelerinde yazıp duracak...Sonuç kocaman bir sıfır... Kadın ne ister? İstediği tek şey yakın ya da uzak iş ya da sosyal fark etmez çevresindeki herkesin onun da insan olduğunu; sevinçlerinin, üzüntülerinin, kızgın ya da kırgın zamanlarının yoksunluklarının ,abartılarının olabileceğini, etten kemikten olduğunu hata yapabileceğini ,kusursuz olmadığını ve bunun da bir suç olmadığını ayrıca bir sıfattan ya da etiketten ibaret olmadığının akılda tutulması ister.. Hepsi bu. Kadının hak ettiği saygınlığının bir günle sınırlandırılmaması dileğiyle.
850 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu zamana kadar okuduğum fantastik romanların arasında en farklısını okudum diyebilirim. Yazarın kendi oluşturduğu bir dünya oluşu ve roman içinde anlatılan belli başlı olaylar haricinde de tam manasıyla fantastik roman okudum diyemiyorum. Daha çok 12. YY İngiltre'sinin romanını okudum gibi hissettim kendimi roman boyunca. Çünkü iyi ve kötünün
Taht Oyunları
Taht OyunlarıGeorge R. R. Martin · Epsilon Yayınları · 20138,9bin okunma
Reklam
197 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın insana ettiği zulmün ne kadar ileriye gidebileceğini üzülerek gördüğümüz zamanlara ait ruh yaralayan bir hikaye. Kardeş kardeşe bunu eder mi diye durup düşünüyor insan. Yanıt verilemeyen sorularımıza bir yenisi daha ekleniyor ister istemez...
Piyanist
PiyanistWladyslaw Szpilman · Everest Yayınları · 2003947 okunma
320 syf.
6/10 puan verdi
Yazar " Yine de bu kitabın son satırını sen yazacaksın... " demiş. Mutlu sonları sevdiğim için ben de öyle yazdım her ne kadar ana karaktere sinir olsamda. Kitap ilginç başladı hatta Dexter gibi bir karakteri konu alıyor sandım ama değilmiş :) İnsan hayatının ister üzerinde uzun uzadıya düşünülerek ister ani kararlarla olsun sonunda kaçınılmazın yaşanacağını, yaşamların nasıl bir anda altüst olabileceğini veya herşeyin yoluna gireceğini konu alan bir kitap. Sağlam bir kurguyla daha güzel olabilirdi.
Hiçbirimiz Masum Değiliz
Hiçbirimiz Masum DeğilizRaul Montanari · Sonsuz Kitap Yayınları · 2013141 okunma
Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi. Saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdur, Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi (En güçlü hükümdar olmasına gönderme yapıyor) Ko bu ayş ü işreti çünkim fenâdur akıbet,(İçki içmek insanı azdırır sonu kötüdür) Yar-ı baki ister isen olmaya taat gibi.(ancak, Allaha ibadet ederek baki hayatı yakalayabilirsin) Olsa kumlar sayısınca ömrüne hadd ü aded, (Ömrüne ömürde katılsa) Gelmeye bu şişe-i cerh içre bir saat gibi. (Kıyamet günü hesaba çekilecek ve kaybedeceksin gibi...) Ger huzur etmek dilersen ey Muhibbî(Kanuni kendine sesleniyor) fariğ (yüce) ol! Olmaya vahdet cihanda kûşe-i uzlet gibi. (Dünyanın en kudretli padişahı olacağına bir köşede yalnızlığın tadını çıkarsan daha mutlu olursun) Kanuni Sultan Süleyman Ortaokul'da iken edebiyat hocası bu gazel'e gönderme yapmış ve üzerinde baya bir muhabbet etmiştik. Zaman geçtikçe insan Kanuni Sultan Süleyman'ın ne demek istediğini daha iyi anlıyor. Gözünü para hırsı bürümüş müteahhitlerin bizleri hapsetmeye çalıştıkları dikey hapishaneleri gördükçe tüylerim diken diken oluyor. Kaçıp uzaklaşmak ve bir köyde sevdiğim kadınla baş başa sessizliği dinleyerek yaşamak istiyorum. Hepinize sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir ömür dilerim.
Gidiyorsun biliyorum. Küçük ve kırık adımlarla uzaklaşıyorsun yanımdan. Ürkek bir keçi yavrusu kadar sessiz, gidiyorsun. "Kaçar gibisin" diyesim geliyor. Gözlerinde yabancısı olduğum, tanımlayamadığım karartılar dolaşıyor.Buğulu bakıyorsun. Daha önce hiç duymadığım kelimelerle, senin olmayan cümlelerle
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.