Çok ilginç bir araştırma çok eskiden atalarımızın yaşadığı bu evi bilinçdışı biçimde de olsa gerçekten tercih edeceğimizi düşündürmektedir. Araştırmacılar yaşları sekiz ila seksen arasında değişen insanlara çeşitli doğal çevrelerin fotoğraflarını göstermiştir. Bu çevreler savana, kışın yapraklarını döken ve dökmeyen ağaçlardan oluşan orman, yağmur ormanı ve çöldür. Deneklere bu çevrelerden hangisini gidip görmeyi tercih edecekleri sorulmuştur. İnanılması güç ama neredeyse bütün vakitlerini bahçede oynayarak geçirmelerine rağmen sekiz yaşındaki çocukların hepsi savanayı tercih etmiştir. Denekler arasında yaşı ileri olanlara doğru gidildikçe ormanı tercih etme eğilimi artmaktadır. Deneklerden hiçbiri çölü ya da yağmur ormanını tercih etmemiştir. Nasıl olur da sekiz yaşındaki çocuklar milyonlarca yıl önce yaşamış atalarımızınkine yakın bir tercih yaparlar? *Çocukların psikolojik yapılarının doğuştan getirdiğimiz sosyalleşmemiş akla daha yakın olduğu neredeyse kesin olarak bilinmektedir. Yaşlandıkça modem yaşamın sosyalleştirici etkisi ve yaşam deneyimlerimiz üzerimizde çok daha büyük baskı yaratır*; örneğin, tanıdığımız ya da vakit geçirmeyi sevdiğimiz çevrelerde daha rahat ederiz.
Insanın yaşamı boyunca başarı yönelimini belirleyen hırs boyutunda düşüş olur'li yaşlarında başkalarıyla olduğu kadar kendileriyle de yarışan her konuda İyi olmak için çaba harcayan insanlar zaman içinde her şeyi iyi yapamadıklarını görürler ve sınırlarını kabullenirler orta yaştan başlayarak ileri yaşlarda belirginleşen şekilde tedbirlilik
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
14 Temmuz 1959 tarihinde vuku bulan vahşiyane Kerkük Katliamına kadar, nüfusunun yüzde seksen beşini Türklerin (Türkmenlerin) teşkil ettiği Kerkük üzerinde Kürtlerin alenî şekilde herhangi bir söylem ve iddialarına rastlanmamaktadır. Ancak bu alandaki sinsi ve gizli faaliyetleri hiçbir zaman eksik olmamıştır. Özellikle, Bağdat Hükümeti tarafından
Sayfa 116Kitabı okudu
Dünyanın farklı bölgelerindeki farklı halklar için tarihin çok farklı biçimde geliştiğini hepimiz biliyoruz. Sonuncu Buzul Çağı’nı izleyen 13.000 yılda dünyanın bazı bölgelerinde metal aletlere sahip olan okuryazar sanayi toplumları ortaya çıktı, buna karşılık başka bölgelerinde okuryazar olmayan, çiftçilikle uğraşan toplumlar, daha başka bölgelerindeyse taş aletler kullanan, avcılık yaparak ve yaban yiyecekler toplayarak geçinen toplumlar vardı. Bu tarihsel eşitsizliklerin uzun gölgelerini bugünkü dünyamızda da gözlemliyoruz, çünkü metal aletleri olan okuryazar toplumlar öteki toplumlar üzerinde üstünlük kurdu ya da onları yok etti. Bu farklılıklar dünya tarihinin en temel olgusudur ama bunların nedenleri belirsiz ve tartışmalıdır. Bana bu farklılıkların nedeniyle ilgili düşündürücü soru 25 yıl önce çok basit ve kişisel bir soru olarak sorulmuştur.
Son vazifeler yerine getirilirken, dini şart ve örfler itina ve hassasiyetle yerine getirilmiştir. Cenaze namazının bir camide kılınıp kılınması yolunda dinen ne gerektiği konusunda, Makbule Atadan Hanımefendi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'a danıştı, İlahiyat Fakültesi kelam ilmi ve İslam Felsefesi Ordinaryüs
Sayfa 228Kitabı okudu
"Şimdi sunacağım bir dizi çalışma insanların, sayısal bilginin verilmediği hallerde aldığı kararların nasıl kolaylıkla manipüle edildiğini gösteriyor. Artık klasik haline gelmiş bir deneyde, Elizabeth Loftus, deneklere bir araç kazası videosu izletmiştir. Deneklerden bazılarına "Araçlar birbirlerine girmeden önce hangi hızla seyretmekteydiler?" diye sorulurken, bazılarına da "Araçlardan biri diğerine çarpmadan önce araçlar hangi hızla seyretmekteydiler?" diye sorulmuştur. İlk grubun yanıtlarının ortalaması 66 km/s çıkarken ikinci grubun yanıtlarının ortalaması 55 km/s olmuştur. Bir hafta sonra aynı deneklere kaza videosunda hiç kırık cam görüp görmedikleri sorulmuştur. Birinci grupta kırık cam gördüğünü söyleyenlerin sayısı ikinci gruptakilerin sayısının iki katı olmuştur. Araçların daha hızlı gittiğini düşünmek, deneklerin olmayan cam kırıklarını hatırlamalarına neden olmuştur."
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam