Deprem gibi büyük felaketler unutulmasın istiyoruz. Hem gidenlere saygı, geride kalanlara teselli hem de aynı acılar tekrarlanmasın diye dersler çıkarabilmek için. Aydan Üstkanat ve bu işe gönül vermiş güçlü bir ekip #yemekbirleştirir diyerek çok anlamlı bir çalışmayla o acı günleri farklı bir hatıraya dönüştürmüşler. Toprak önemli, tarım ve su hayati konular. "O acı günlerde karın doyurmak hayatta kalmanın şartıydı, şimdiyse ruhu doyurma zamanı..." diyor yazar ve şef Aydan Üstkanat.
Kitapta on ilimizin yöresel tatları, mutfak kültürü ile birlikte, tarihi ve tarım bilgilerine de yer verilmiş kısa ve öz bir şekilde. Tarifler ile ilgili dikkatinizi çeken şu oluyor: Ben Adana'da yaşıyorum ama kitaptaki tarifler evimizde uygulananlara yakın olsa da farklılıklar var. Bunun nedeni de en başta açıklanmış. Herhangi bir yemek için internete başvurduğunuzda ya da çevrenize sorduğunuzda onlarca tarif çıkıyor karşınıza. O yüzden bu güzel ekip, aşçılardan, bu işin ustalarından bilgiler alıp, farklı tarifleri denemişler. En sevdiklerini de bize sunmuşlar. Bu açıdan orijinal tariflere en yakın olana ulaşılmıştır diye düşünüyorum. O yüzden de unutulmaması adına ayrıca kıymetli bir derleme.
Ailecek keyifle incelediğimiz, tarifler ve bilgiler üzerine uzun uzun keyifli sohbetler ettiğimiz bu kitap bence kütüphanenizde bulunmalı.
AnkaAydan Üstkanat · Altın Kitaplar · 202425 okunma
Efsaneler dilden dile dolaşır, yazılı olanları bile zamanla farklı bakış açıları ile değişime uğrar. Kitabın girizgâh kısmında da belirtildiği gibi: "Efsaneler böyledir ne de olsa; bir bakmışsınız birinin söylediğini bir başkası yalanlamış..."
Kitapta; ondört usta yazarın kaleminden; asırlar önce Kam Ana Kambur tarafından ismi konulmuş,
"Dışarı doğru gidersen bu sonsuz bir yolculuktur. İçeri dönersen, bu sadece bir andır. O bir an içinde her şey değişir. O bir an içinde artık mutluluk peşinde değilsindir. Bunun yerine, hayatın mutluluğun ifadesi haline gelir."
Öncelikle yazar, kitabın başında yaptığı açıklamalarla dikkatinizi çekiyor. Kendisinin aktarmaya çalıştığı bir felsefe yok. Bu bir kişisel gelişim kitabı değil ve yogaya dair bilimsel bir metin de değil. Aslında popüler ve güncel olan kişisel gelişim yaklaşımlarına, belirli inanç sistemlerine ve yanlış bilgilerle dolu yoga öğretilerine de hafif bir başkaldırı diyebiliriz. O yüzden farklı bakış açılarına kendinizi açarak okumanızda fayda var. Çünkü özellikle kitabın ilk bölümü çok eğlenceli. Yazarın düşüncelerine birebir katılmasanız da eğlenceli vakit geçireceğiniz kesin.
Kitap iki genel bölüme ayrılmış. İlk bölümde yazarın kendi deneyimlerini, çocukluktan itibaren kendi farkına varma sürecini ve düşüncelerini okuyoruz. Bu kısımlarda hem yazarı tanıyoruz, hem düşündürücü ve farklı bakış açıları sunan görüşlerine eşlik ediyoruz, hem de kitabın ikinci bölümünü yazma nedenini öğreniyoruz. İkinci bölüm, bilgi, uygulama ve kendini gözlemleme alıştırmaları sunuyor. Egzersizleri yapmak bir tercih ama denerseniz kazanabileceklerinizi anlatıyor.
Tüm kitap hikayelerle desteklenmiş. Bu da hem yazarın anlatmak istediklerini daha kolay görmenizi sağlıyor hem de kitabı tekdüze bir ritimden kurtarıyor. Farklı ve ilginç bir okuma oldu benim için.
İçsel MühendislikSadhguru Jaggi Vasudev · Libros Kitap · 202435 okunma
İnsan psikolojisi ve zihnin kendini koruma çabaları, kesinlikle derin ve büyüleyici bir konu. Ruhsal sorunları olan insanlar için başına gelenleri kaldıramadı diye düşünürüz ama kitabı okurken, tam tersi aslında onlar bizim gibi sadece katlanmaya çalışanlardan daha mı güçlü acaba dedim. Çünkü birçok yolu deneyip hayatlarını değiştiremeyeceklerini
Midas'ın Müritleri, Jack London'ın beş öyküsünün derlendiği bir kitap. Aynı isimle, farklı yayınevlerinden çıkan baskıları da var fakat, kitaba ismini veren öykü dışındakiler tamamen aynı değil. Diğer baskılar için, öykülerin birbiriyle alakasız olmasını eleştirenler olmuş fakat #folkitap baskısındaki öykülerin ortak bir teması var. O
Kitap, konuya ilgi duyan yazarın, 2013 ve 2015 yıllarında kaleme aldığı iki makalesinin birleştirilip düzenlenmesi ile oluşturulmuş. Hemen her sayfanın altında, kendisinden önceki araştırmalara veya konu ile ilgili daha kapsamlı bilgilere ulaşmak isteyenler için kaynak bilgisi eklenmiş. Kitabın sonunda da ayrıca bir kaynakça mevcut. Kitap kısa
Adından da anlaşılacağı üzere, evet bir öykü kitabı. Fakat neden, 'Konuşan Öyküler'. Çünkü görmek istemediğinizi, duymak istemediğinizi, kısaca varlığıyla sizi rahatsız eden durumları anlatıyor. Okurken hissettiğiniz en net duygu bu; 'rahatsızlık'.
Herhangi bir şeyin, etik olmaması, yanlış olması, o şeyin yaşanmadığı anlamına gelmez. Toplumlarda durum böyle işlemez. Çünkü söz konusu olan, insandır. Zaafları vardır, acizdir hatta kötüdür. İlk öykü aldatmayı anlatıyor mesela, ikinci öykü, biyolojik olarak baba olmuş ama onun dışında bu etiketi hiç kabul etmemiş bir adamı. Sırasıyla cehaleti, inancı sorgulatan kötülüğü görüyoruz satır aralarında.
Anlatım açısından okunması kolay ama içeriğiyle zorlayıcı öyküler. Her biri aslında sonlanıyor ama siz de bıraktığı his büyük bir yarım kalmışlık oluyor. Böyle olmamalıydı ama oldu... Öykü severlerin, özellikle de bir derdi olan, soru soran, konuşan öykülere ilgi duyanların ilgisini çekecek bir kitap.