Mektepte ben, bu vazoya benzemez daha neler kıracaktım. Evdeki haşaralığım orada da devam ediyordu. Bu sörler ya hakikaten melek gibi sabırlı insanlardı, yahut da benim hoş bir tarafım vardı. Yoksa başka türlü benim kahrımı çekmek mümkün değildi.
Sınıfta mütemadiyen gevezelik eder, oradan oraya dolaşırdım.
Herkes gibi merdivenlerden inip çıkmak benim için değildi. Mutlaka bir köşeye sinerek arkadaşlarımın inmesini bekler, sonra ata biner gibi tırabzanın üzerine atlayarak kendimi yukarıdan aşağıya kapıp koyuverirdim. Yahut da ayaklarımı birbirine yapıştırarak zıplaya zıplaya basamaklardan atlardım.
Bahçede kuru bir ağaç vardı. Fırsat buldukça oraya tırmandığımı ve tehditlere kulak asmadan teneffüs sonuna kadar daldan dala atladığımı gören muallim bir gün, "Bu çocuk insan değil, çalıkuşu!" diye bağırmıştı.
İşte o günden sonra asıl adım unutuldu ve herkes beni "Çalıkuşu" diye çağırmaya başladı.
Bilmem nasıl sonradan bu isim aile arasında da aldı yürüdü ve Feride adı, bayram elbiseleri gibi, pek sayılı günlerde kullanılan resmi bir ad olup kaldı.
Çalıkuşu benim hem hoşuma gider, hem işime yarardı. Bir münasebetsizliğimden şikayet edildiği vakit fütursuzca omuzlarımı silker, "Ne yapalım... Bir Çalıkuşu'ndan ne beklenir?" derdim.
KAN VAR BÜTÜN KELİMELERİN ALTINDA
Posta arabalarından söz et bana
Kan var bütün kelimelerin altında
Ezop'un şu lanetli dilinden söz et
Kan var bütün kelimelerin altında
Umulmadık bir gün olabilir bugün
Aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara
Bir çay söyle yağmurların kokusunda
Kan var bütün kelimelerin altında
İşte durup dururken şurda
Bir
Sen benim dalıma konmuş bir kelebeksin. Ben bütün dallarımdan vazgeçerim ama senin konduğun daldan vazgeçmem. Eğer bir gün farklı bir dala uçmak istersen, dalına konacağın ağacı kökünden sökerim.
Blogda ATALET dizime yeni bir yazı ekledim. Okumak isterseniz beklerim.
~~
Bilirsiniz daldan dala atlamayı oradan buraya yazıp karalamayı severim. Ataletlerle ise nöronlarınızda beyin zarınızı delme isteği uyandırsın diye yazılıyor demiş Levla.
levlaninnotdefteri.com/2020/01/tuhaf-d...
acı çekmek özgürlükse
özgürdük ikimiz de
o yuvasız çalıkuşu
bense kafeste kanarya
o dolaşmış daldan dala
savurmuş yüreğini
ben bölmüşüm yüreğimi
başkaldıran dizelere”