Yıllar Boyunca -15-
O ve asil amcası, bir deve hörgücünde, Yurtlarına döndüler, Nur-Çocuk onüçünde Zaman bir su dolabı, dalsın ve çıksın yıllar; O’nun kısa bir zaman, koyun çobanlığı var. Olur iş mi, Varlığın Tâcı çobanlık etsin?... Bu bir işaret: İnsan güttüğünü gözetsin! Herkes çoban, peygamber, sultan, başbuğ ve reis. Sürüler ve çobanlar; işte insanlık!...
Sayfa 42 - Büyük Doğu 17. Baskı 2015
13. ilyas’la buluştuk mu buluştuk da en ince durumundaydı kabuğuyla yumurta bir çan gibi çınlıyordu otlarsa elimiz az kaydırak oynamadı şen bir mantarla dağlarda son karları sürüyordu sularsa ilyas dedim ey en yumuşak isimli kardeşim güvercini doğuya mı uçuracağız ilkin doğu o yer senin ana oğul memleketin asma yapraklarını mı
Sayfa 30 - Diriliş Yayınları 17. Baskı 2017Kitabı okudu
Reklam
Salzburg’un meşhur delilerinden biri olan Simi kendini Hz. İsa sanırdı. Şehrin tam merkezine yüksek bir yere konuşlanır ve kendince halka seslenirdi. Bazen hitabetinin ihtişamı çevredeki kafelerin bahçesinde oturan insanları rahatsız eder ve kafe sahipleri polise şikâyette bulunurdu. Polis Simi’yi alır götürür ancak Simi ertesi gün yine sokak
''Her yıl,bahar Ağrıdağının üstüne yürürken,dağın yamacındaki Küp gölünün kıyısına o yörenin tekmil çobanları gelirler,kepeneklerini gölün bakır rengi toprağının,kırmızı çakmak taşı kayalıklarının üstüne serip halka olup otururlar. Çobanların her yıl sayısı değişir. Tanyeri ışırken bellerindeki kavallarını çıkarıp Ağrıdağının öfkesini hep birden
154 öğeden 191 ile 154 arasındakiler gösteriliyor.