Aşağılıklar, köle olmak için gelmişlerdi dünyaya. Başkasının sırtından anarşist olmak istiyorlardı, yeter ki başkaları tarafından hazırlayıp kendilerine sunulsun, kralların dağıttığı payeler gibi bahşediliversin ! Hemen hepsi böyle tiplerdi, bir sürü dalkavuk!
Her mecliste bulunursun Bir bakışta bilinirsin Boyuna sallanır başın Meydanda otuziki dişin Öpecek bir el ararsın Her taşın altında varsın Seni köpek seni kuyruk A sahtekar a dalkavuk
Reklam
izninizle size bir şey sorayım: Boynunu bükerek karşınıza bir soytarı, bir sığıntı, bir dalkavuk gibi çıkmayı bahtiyarlık sayanların zerrece izzetinefisleri olmadığına emin misiniz? Şayet öyle ise kıskançlıklara, dedikodulara, iftira ve fitnelere, evin tenha köşelerinde, burnunuzun dibinde, hatta sofranızda yapılan esrar dolu fısıldaşmalara ne demeli? Kim bilir, belki kaderin yere vurduğu bu aylakların, yani maskaralarınızla meczuplarınızın izzetinefsi, gördükleri hakaret yüzünden körlenmek şöyle dursun, bir kat daha gelişmiştir. Bunda meczup, şaklaban, sığıntı ve şahsiyetsiz olmalarının, itaat etmek zorunda bulunmalarının da etkisi vardır. Kim bilir, belki de böyle uygunsuz bir şekilde gelişen izzetinefis sahtedir ve temelli bir değişiklik geçiren haysiyet duygusundan başka bir şey değildir. Belki bu duygu, ta çocukluğundan beri katlandığı baskı, sefalet ve yoksulluk altında ezilmiş, yarının serserisi, anasının babasının şahsında kendi haysiyet duygusunun hakarete uğradığına inanmıştır.
Gururlu kimseler dalkavuk veya asalakların varlığından hoşlanır ve yüce gönüllülerin varlığından nefret eder.
Gözlerini dünyaya açtığı andan itibaren harikulade bir kukla gibi oynamağa alışmış usta bir dalkavuk, efendisinin elindeki ipe uyarak her kalıba girer.
N. Fazıl Kısakürek
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.