Yani ne yazacağımı bilemiyorum, sadece bir boşluğa düşmüşte her yanım zifiri karanlıkla çevrili bir ruh hali içindeyim. Bulunduğu yerden bir adım bile atamayıp öylece boş gözlerle önüne bakan bir psikolojik durgunluk haline geçmiş gibi hissediyorum.
Anlatımın fevkaledeliği, her sayfasından taşan sevinç, neşe, hüzün, birliktelik, dayanışma, dostluk, çocukluk, olgunluk, hayatın sillesini yiyen kahramanlar, yaşanmışlıklar, geride bırakılışlar, ileriye umutlu bakışlar, farklı inançlar ve hayatlar, duygular insanı sarmalarcasına içine işliyor ve bir rehberi izler gibi vitesi boşa alıp tüm benliğinizle cümlelerin izinden sayfaların peşinden peşi sıra koşuyorsunuz, duruyorsunuz, yürüyorsunuz, tekrar koşuyorsunuz.
Okurken biran yüzünüz gülerken, sonra melankolik olabiliyorsunuz. Açıkcası beni etkileyen, bir süre öyle okuduğumu hazmetmeye iten, o duygunun damarlarımda dolaştığını hissettiren bir kitap oldu.