Meşhur Ahmet Cevdet Paşanın kızı, feminist tarih bilincinin erken örneklerinden olan ve tüm zorluklara rağmen kalemini bırakmayan klasik Türk edebiyatının kadın yazarlarından Fatma Aliye’nin yazdığı Levayih-i Hayat (hayattan sahneler)’tan bahsedeceğim.
Emile Zola’nın ‘Hayvanlaşan Insan’ romanında da aynı soruyu sorarken bulmuştum kendimi: ‘Neden insan onca zamana rağmen değişmiyor? Ve artık hayatın zamansal döngüleri olduğuna inanıyorum. Belli zaman aralıklarında belirli olaylar farklı insanların hayatlarında tekerrür ediyor- ki çoğu zaman hiçbir ders almadan aynı hataları yaparak.
Kitapta ise kadın ve erkeğin evlilik kurumu üzerindeki davranışsal etkilerini kadınların mektuplaşmaları üzerinden okuyucuya aktarırken içlerin vurgulanan iki durum bir hayli ilginçti.
Bunlardan ilki evlilik için uygun görülen bireyin eğitim görmüş olması onun mükemmel olduğuna dair olan yanılgıyla kaplı inanç. Lakin eğitim şeklinin hiç sorgulanmaması evlilikteki iletişim sorunun en önemli etkenlerinden biri. Eğitim ailenin zorlamasıyla alınmışsa yani içselleştirilmemişse , piyano çalmasının iyi bir okuldan mezun olmasının ya da birden çok dil bilmesinin pekte bir önemli yok aslında. Günümüzde de kadına karşı şiddetin çoğu kez eğitimli bireyler tarafından gerçekleştirildiğini düşündüğümüzde çokta gerçek dışı bir tespit değil.
Bir diğer husus ise kadının okuması, ekonomik özgürlüğüne ulaşması anane tabiriyle ‘altın bileziğini takması’ ki mutsuz oldukları bir hayatın içinde sıkışıp kalmayacakları bir hayat için karar alma iradesine sahip olabilsinler.
O yüzden soruyorum ‘ Neden insan onca zamana rağmen değişmiyor?’
Levayih-i HayatFatma Aliye Hanım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20203,821 okunma