(Kitapta) asla ve asla hakim, savcı veya emniyet mensubu olmadık. Onların onurlu görevlerinden rol çalmadık. Çünkü suçluların sadece ve sadece hukuka hesap vereceğine inandık.
Örgüt o dönem sırasıyla şu saldırıları gerçekleştirdi: 19 Temmuz’da, Mardin’in Nusaybin ilçesinde yasaklı bölgedeki evlerine izinsiz giren anne ile kızı,PKK’lı teröristlerin tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu hayatını kaybetti.
Kitap her şeyiyle çok güzel okunması gereken kitaplar arasında darbenin bilinmeyen yönlerini çok güzel bir şekilde anlatmış diğer kitaplarını okumanızı tavsiye ederim
Merhaba, yaşadığımız o kara ama sonucunun da bir o kadar Türk milletine yakışır darbecileri geri püskürttüğümüz bir gece olan o karanlık güne harika bir şekilde ışık tutan bu kitabın okunmasını herkese tavsiye ediyorum. O zamanları detaylı öğrenmek isteyenler için gerçekten muazzam bir eser. O zaman perde arkasında neler olduğunu detaylı bir şekilde anlatıyor. Yazar Mete bey emekli Binbaşı kendisini severek takip ediyorum , hâlâ bağlantıları olduğu için kitabın içinde anlattığı konular gerçeklik ve ciddiyet yönünden insanın kafasında en ufak bir şüphe bırakmıyor . Okumanız şiddetle tavsiye edilir. :)
yakın zamanda başımıza gelen darbe belası için yazılmış neredeyse dakika dakika anlatılan iki gün içinde bitirdiğim bir kitap şayet darbeyi merak ediyorsanız mutlaka okuyun
‘Son sözü söylemek, Türk milletine düşer.’
15 Temmuz’da son sözü Türk milleti söyledi.
15 Temmuz’da ne olup bittiğini öğrenmek için okumamız, okutmamız gereken bir kitap. Şehitlerimizden, gazilerimizden Allah razı olsun.
15 Temmuz darbe girişimini anlatmaya yönelik yazılmış kitapta, bilgiler kaynakları gösterilerek ve saat saat anlatımı ile öne çıkıyor. İkinci kurtuluş savaşımız olarak görünen 15 Temmuz’da vatanı için şehit ya da gazi olan sayısız kahramanı minnet ve şükranla anıyorum. Allah hepsinden razı olsun, Rabbim ülkemizi iç ve dış tüm hain ve düşmanlardan korusun.
“Akıncı Üssü’nün etrafından dumanlar yükseliyordu. Henüz hasadı yapılmamış mahsuller cayır cayır yanıyordu. Yakanlar ne bir düşman ne de bir rakip üreticiydi. Mahsulleri yakanlar bizzat ürünlerin, tarlaların sahipleriydi.
Üsteki uçuş pistine yakın Fethiye ve Kışla köylerindeki çiftçiler tarlalarında henüz hasadı yapılmamış ürünlerini gözlerini kırpmadan yakıyordu. Belki de ailelerinin, çocuklarının rızıklarını ateşe vermişlerdi. “Vatan olmazsa biz parayı, lokmayı neyleyelim?” diyerek yapıyorlardı bu işi. Umurlarında bile değildi dünya malı.”