Uzanmış yatağına bir cılız beden, karanlıklar içerisinde yatar;
Amansızca ve umarsızca hayatı...
Kenetlenir kör duygular, hapseder ölüsünü tenine.
Darmadağın bir çehre, sökülmüş bir beden; kalbi kırık uzuvlar...
Ter gibi akan kan...
İşte böyle başlar apansız, zihnime inen kâbuslar,
Saklar, dışımızı içimizde.
Saklar, pembeliğinden ıraklaşan şatafatını; hayatın.