Eda

Eda
@daruledayi
her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği
Anadolu Üniversitesi
Eskişehir
18 February 2000
127 reader point
Joined on January 2019
Sabitlenmiş gönderi
İnsanlardan iyice uzaklaşmıştı. Onlara düzgün davranmak her geçen gün daha zor geliyordu. İnsanlığın varlığı Martin'i huzursuz ediyor, onlarla konuşma çabası asabını bozuyordu. İnsanlardan rahatsız oluyor ve biriyle yan yana geldiği andan itibaren ondan kurtulmanın çaresini aramaya başlıyordu.
Reklam
Bazan ona "Seni seviyorum!" demek için dayanılmaz bir istek duyar, ama yalnızca çakmağımla sigarasını yakabilirdim."
520 syf.
·
Not rated
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk
8.1/10 · 41.3k reads

Reader Follow Recommendations

See All
121 syf.
·
Not rated
Kırmızı Kahverengi Defter
Kırmızı Kahverengi DefterNilgün Marmara
8.3/10 · 1,417 reads
Senden korkuyorum, çünkü sen, kendinden kaçtığın gibi hiçbir şeyden kaçmıyorsun. Sen hastasın, çok hasta, küçük adam. Bu senin suçun değil; ama hastalığından kurtulmak kendi sorumluluğunda.
Sayfa 24
Reklam
Ama anlamadığım şey, bataklıktan çıkmak için bunca çile çektikten sonra, niçin hep daha berbat bir bataklığın içine gömüldüğün.
Sayfa 18
Belki de yalnızca acıyı duymak için taşırız göğüs kafesimizde bu çırpınan kuşu. İçimde bir yer acıyor. Bir yerim kanıyor. Bir yerime iğne batıyor, bir yerimi jilet kesiyor. Cam kırıkları yuttum, kusmak istiyorum, içimde bir yerlerim yırtılıyor.
Yüzeyde halletmem gereken birçok şeyi içime atıyor, içimde, derinlerde çözmeye çalışıyorum. Böylece büyüyor, kökleşiyor, benim ayrılmaz bir parçam haline geliyor… Dünyayı farklı bir renkte, farklı bir dalga boyunda algılıyorum. Bu kötü.
Ne yapacağımı bilemiyorum. İçimde patlamak isteyen, dışarı çıkmak isteyen müthiş bir tazyik, müthiş bir güç var. Böyle zamanlarda batmış bakkalın eski defterlerini karıştırdığı gibi ben de eski defterlerimi karıştırıyorum. Her şey parmağıma dolanıyor. Birçok şeyi büyütüyorum.
Reklam
Karmakarışığım. İçinden çıkamıyorum. Sağlıklı düşünemediğimin de farkındayım. Bütün insanlara iğrenme duygusuyla bakıyorum. Kendimi ihanet görme duygusundan kurtaramıyorum. Başımın arkasını ateş basıyor.
Ama benim hâlâ herkese borcum var. Yürek, yalnız acı mı duyar? Bıçaklandım. Kanıyorum. Yüreğimden…
Kestirme yolları kullanmak ne kadar rahatlatır insanı? “Ey nefs! Herkesin derdini vicdanında öyle derince duyup yaşamalısın ki, artık bu konuda kimsenin senden hiçbir beklentisi kalmasın…” Kimsenin benden hiçbir beklentisi olmadı ki. Olamaz zaten; herkes mağrur, bense güçsüzüm.
Gökyüzü bulutlarla örtülü. Sarı bir ışık var. Hastalıklı, ölü benizli sarı bir ışık. Böyle bir ışıkla aydınlanan bir dünyada insan, nasıl olur da yaşamayı sevebilir? Bütün tesellileri kusuyorum. Yaşamayı hiç değilse bugün içim kaldırmıyor.
Karpuz Kabukları’ndaki Recep gibi düşünüyorum bugün. “Aşkın acısını gurbet dindirirmiş.” Belki benim acımı da… Yaşamak istemiyorum.
Eğer insan sinirlenince ölebilirse, ne bileyim beyin kanaması falan geçirme tehlikesi varsa, kesinlikle böyle bir risk altındayım. İnsan bu kadar sinirlenirse, ansızın ölebilirmiş gibi geldi bana. İçimde patlamak isteyen ve benim güçlükle önleyebildiğim bir dinamit var.
398 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.