Son zamanlarda başkentlerde yığınla kitap dükkânları türedi; ancak kitap dükkânlarındaki ziyaretçilerin, oyun salonları, pastaneler ve birahanelerden milyon kere daha az olduğunu fark ettim. Toplumun her kesiminde oynanan kağıt oyunu kadar kitap okunduğunu ben hiç görmedim.
Onlara baktım, kardeşlerime. Ellerine, yüzlerine. Yoktan yere bir uzaklık, bir engel aramızda. Birbirimize, birlikte yaşadığımız onca şeyi aşıp yaklaşamayacakmışız gibi; ama öyle de yakınız ki, kapı kapandığında üçümüzün birden eli sıkışıyor.
Bir cumhuriyetçi artık ne hayali bir varlığın ne de aşağılık bir dalaverecinin kucağında dize gelmelidir. Onun tek tanrısı cesaret ve özgürlük olmalıdır.