Peki, ya aşkın karşılığı olan hiçbir sözcük olmasaydı? O zaman aşk olmayacak mıydı yani? Aşk duyulmayacak mıydı o zaman? Aşk, sözden önce de vardı.
"Ölüm günüm, doğum günümdür." diyen Hz. Mevlâna, Rabbine kavuşacağı ve ebedi vuslata ereceği anı, "düğün gecesi" anlamına gelen "şeb-i arus" olarak nitelemiştir. Merhum N. Fazıl Kısakürek de: "Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?" diyerek ölümün müminler için yeni ve güzel bir başlangıç olduğuna dikkat çekmiştir.
Reklam
Ben ne bileyim kızım, dedi, hep böyle söylüyorlar. Deli Durdudan sonra Memedin adı söyleniyor. Ünü sardı dört bir yanı. İnce Memed diyorlar da bir daha demiyorlar. Ben ne biliyim kızım? Ben de elin yalancısıyım. Abdi gavuru Memedi böyle duyunca, bir ay kadar evinin yöresine her gece dört beş tane nöbetçi koydu. Köylüler diyor ki, dışarda beş tane silahlı nöbetçi beklerken, içerde gene korkuyor, sabahlara dek gözlerine uyku girmiyormuş. Evin içinde dolanıp duruyormuş. Sonra, evine Asım Çavuş gelmiş, İnce Memedi takip ettiğini söylemiş. Bu dağlar, İnce Memed gibi bir eşkıya daha görmedi, demiş. O olmasaydı, ben Deli Durdu çetesini darmadağın ederdim, demiş. Bunun üstüne, Abdi Ağa başını aldı, köyden gitti. Kimi diyor ki kasabada oturuyor, kimi diyor ki aşağı Çukurova köylüklerine inmiş. Kimi de Ankaraya, büyük hükümete kaçmış diyor. Yani Abdi Ağa Memedden kendisini saklıyor. Ben de Abdi Ağa köyde yokken gül kızıma gideyim, dedim. Yaa gül kızım işte böyle...' Bunları anlatırken yüzü rahat, gülümser gibiydi. Bitirince, yüzü yemyeşil, ölü yeşiline kesti. Boğulur gibi bir hal aldı. Memedin eşkıya oluşuna Iraz da, Hatçe de sevinmişti. Göz göze geldiler. Gözleri konuştu.
Olan Nedir, Ne Gözlenir?
Eğer fiziksel dünyada gerçeklik olmasaydı da, çeşitli kimseler tarafından hayal edilen sadece birtakım düşler olsaydı, bir kimsenin düşünü, bir ötekinin düşüyle birbirine bağlayan herhangi bir yasayı bulmayı bekleyemezdik. Bir kimsenin algılarıyla, (kabaca) ona zamandaş olan, bir başkasının algıları arasında bulunan yakın ilişki, farklı ilişkili algıların ortak bir dış kaynağının varlığına bizi inandırmaktadır. Fizik, "aynı" olay dediğimiz değişik kimselerin algılamaları arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları hesaba katar. Ama bunu yapmak için fizikçi, önce benzerliklerin neler olduklarını ortaya çıkarmak zorundadır. Bunlar pek geleneksel olarak düşünüldüğü gibi değildir, çünkü ne uzay, ne de zaman birbirlerinden ayrı, kesinkes nesnel olarak alınamazlar. Nesnel olan, her ikisinin bir çeşit karışımı, "uzay-zaman" diye adlandırılanıdır.
Hem gübre hem de patlayıcı üretiminde kullanılabilen amonyağı endüstriyel ölçekte üretmeyi keşfeden Fritz Haber ve sanayici Carl Bosch, tam anlamıyla dünyayı değiştirdiler. Dünya nüfusunun büyük bölümü Haber sayesinde hayatta: Haber-Bosch süreci" olarak bilinen yöntem olmasaydı yılda 500 milyon tonu aşkın yapay gübreyi üretemeyecek ve milyarlarca insanı besleyemeyecektik. Gezegendeki insan sayısının bir asır içinde beş kattan fazla artmasını bu yönteme borçluyuz. Bir daha yazayım: Milyarlarca insan hayatını "havayı ekmeğe" dönüştürmeyi akıl eden Fritz Haber'e borçlu!
Deniz Yılanı Sepron’un yardımı olmasaydı Canavar Ahtapot Zepha’dan altın miğferi alamayacaktı. Canavarlardan birini yardıma çağırmanın vakti gelmişti. Üstelik Tom, bu sefer hangi canavara ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyordu. Aklına gelen düşünce onu hem heyecanlandırmış hem de dehşete düşürmüştü. Çünkü yardıma Avantia’nın en görkemli Canavarını çağıracaktı. Ateş Ejderhası Ferno.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.