nükleer fizikçi var mı burda bi şey sorcam:))
Modern Sapiens’in yaklaşık yetmiş bin yıl önce edindiği yeni dil becerisi, ona saatlerce dedikodu yapabilme şansı verdi… Dedikodu teorisi ilk başta şaka gibi gelebilir ama pek çok çalışma bunu destekliyor. Bugün bile insanlar arasındaki iletişimin büyük bir bölümü; ister e-posta, ister telefon konuşması veya gazete sütunları olsun dedikodudan oluşur. Bu durum bize o kadar doğal gelir ki, sanki dilimiz özellikle bu amaç için verilmiş gibidir. Yoksa siz tarih profesörlerinin öğle yemeğinde Birinci Dünya Savaşı’nın sebeplerini tartıştığını veya nükleer fizikçilerin akademik konferansların kahve molasında zerreciklerden bahsettiklerini mi düşünüyorsunuz? Belki bazen öyledir ama genellikle kocasının kendisini aldattığını yakalayan profesör, bölüm başkanıyla dekan arasındaki tartışma veya bir meslektaşlarının araştırma fonuyla kendisine lüks bir araba alması gibi konularda dedikodu yaparlar.
Kültür dünyasından bir cehalet geçidi ya da köpeksiz köyde değneksiz gezenler: İlber Ortaylı, Celal Şengör ve diğerleri Taylan KARA Şu anda Türkiye’deki kültür-sanat-edebiyat dünyasında hâkim olan iklimi bir cümlede özetleyecek olsaydım şu deyimi kullanırdım: Köpeksiz köyde değneksiz
Reklam
Bilgi Ağacı
Dedikodu sıkça kötülenen ama aslında kalabalık gruplar halinde işbirliği yapabilmenin de temelini oluşturan bir beceridir. Dedikodu teorisi ilk başta şaka gibi gelebilir ama pek çok çalışma bunu destekliyor. Bugün bile insanlar arasında iletişimin büyük bölümü, İster e-posta ister telefon konuşması veya gazete sütunları olsun, dedikodudan oluşur. Bu durum bize o kadar doğal gelir ki, sanki dilimiz özellikle bu amaç için evrimleşmiş gibidir.
Sayfa 36 - KolektifKitabı okuyacak
Dedikodu teorisi ilk başta şaka gibi gelebilir ama pek çok çalışma bunu destekliyor. Bugün bile insanlar arasındaki iletişimin büyük bölümü, ister e-posta ister telefon konuşması veya gazete sütunları olsun, dedikodudan oluşur. Bu durum bize o kadar doğal gelir ki, sanki dilimiz özellikle bu amaç için evrimleşmiş gibidir. Yoksa siz tarih profesörlerinin öğlen yemeğinde Birinci Dünya Savaşı’nm sebeplerini tartıştığını veya nükleer fizikçilerin akademik konferansların kahve molasında zerreciklerden bahsettiklerini mi düşünüyorsunuz? Belki bazen öyledir. Ama genellikle,kocasının kendisini aldattığını yakalayan profesör, bölüm başkanıyla dekan arasındaki tartışma veya bir meslektaşlarının araştırma fonuyla kendisine lüks bir araba alması gibi konularda dedikodu yaparlar. Dedikodular genellikle yanlış davranışlar üzerine odaklanır. Günümüz basınının ilk örneği sayılabilecek söylenti, toplumu bilgilendirerek insanları hilebazlardan ve asalaklardan koruyan gazetecilik faaliyeti gibiydi. Hayvanlardan Tanrılara, Yuval Noah Harari
dilimiz dedikodu yapma aracı olarak evrilmiştir ve Homo sapiens her şeyden önce sosyal bir hayvandır, sosyal işbirliği hayatta kalma ve üreme için kritik öneme sahiptir. Dedikodu sıkça kötülenen ama aslında kalabalık gruplar halinde işbirliği yapabilmenin de temelini oluşturan bir beceridir. Modern Sapiens'in yaklaşık 70 bin yıl önce edindiği yeni dil becerisi, ona saatlerce dedikodu yapabilme şansı verdi; kime güvenilebileceğine dair bilgi, küçük grupların daha büyük gruplara dönüşmesine, dolayısıyla da Sapiens'in daha sıkı ve karmaşık işbirliği yöntemleri geliştirmesine yol açtı. Dedikodu teorisi ilk başta şaka gibi gelebilir ama pek çok çalışma bunu destekliyor. Bugün bile insanlar arasındaki iletişimin büyük bölümü, ister e- posta ister telefon konuşması veya gazete sütunları olsun, dedikodudan oluşur. Bu durum bize o kadar doğal gelir ki, sanki dilimiz özellikle bu amaç için evrimleşmiş gibidir. Yoksa siz tarih profesörlerinin öğlen yemeğinde Birinci Dünya Savaşının sebeplerini tartıştığını veya nükleer fizikçilerin akademik konferansların kahve molasında zerreciklerden bahsettiklerini mi düşünüyorsunuz?
Umarım, Türkiye İstihbaratın bir dedikodu ve ispiyonculuk olarak algılandığı günleri hızla terk ederek, ülkemizin güvenliği, insanlarımı­zın refah ve demokrasi içinde yaşamasına katkıda bulunan bir ente­lektüel derinliğe sahip bir meslek ve bilim olarak algılanmaya başlar. Bu noktaya ulaşılabilmesi için üniversitelere büyük görev düşmekte­dir.
Reklam
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.