Sarılmak
"Annem/babam bana sarılmazdı," şikâyetini ne zaman işitsem boğazıma bir yumru oturur. Beni sevmedi/ler anlamına gelir bu şikâyet. Bana kendimi değerli hissettirmediler. Beni önemsemediler. Oysa ne çok sevilmek isteriz. Sonsuzca sevilmek isteriz. Sonsuz merhamet ve şefkatle sarıp sarma- lanmak, kuşatılmak isteriz. Sonsuzluğun şefkati bizi
İnsanlık şunu anlasa köle olmazlardı
Kritik bir süratin ötsinde, hiçkimse zamanı, başkalarını onu kaybetmeye zorlamaksızın kurtaramaz. Daha süratli giden bir ta­ şıtta koltuk sahibi olduğunu iddia eden bir şahıs, zamanın, daha yavaş olan bir araçta bulunan yolcununkine göre daha değerli ol­ duğunu vurgular. Belli bir süratin ötesinde yolcular, diğer insan­ ların zamanının tüketicileri haline gelir ve hızlanan araçlar, hayat süresinin bir net transferini gerçekleştirmenin vasıtaları olurlar. Transfer derecesi, hız miktarıyla ölçülür. Bu zaman gaspı, geride bırakılan kimselere zarar vermektedir; ve bu insanlar çoğunluğu oluşturduğu için, bu durum, böbrek diyalizini veya organ nakli­ni tayin eden bir lotaryadan çok daha genel karakteri sahip ahla­ ki konuları gündeme getirmektedir. Belirli bir hızdan sonra, motorlu taşıtlar, ancak kendilerinin kapatılabileceği uzaklıkta mesafeler yaratırlar. Onlar bu mesafe­ leri herkes için açarlar, fakat sadece birkaç kişi için kapatırlar.
Reklam
"İnsanları yaralamak doğru değil. Zayıfları ezmek de doğru değil; sıkıntıya düşmüş bir insan varsa, yardım eli uzatmak gerekir. Bunların son derece doğal olduğunu söyleyen insanlar var. Fakat gerçekte doğal olmaktan çıkmış durumda. Doğal bulunmadıkları gibi, sebebini soran insanlar bile var. İnsanları neden yaralamamak gerektiğini anlayamayan çok sayıda insan var. O insanlara açıklama yapmak hiç de kolay değil. Mantıklarına uymuyor zira. Fakat kitaplar okunduğunda anlaşılır. Mantığa yaslanarak bir şeyleri anlatmaktan çok daha değerli bir şeyler, insanın dünyada tek başına yaşamadığını anlaması kolayca sağlanır."
Sayfa 186Kitabı okudu
Üstün, nadir bulunan zekâya sahip insanlar, yalnızca fayda getiren bir işe girmeye zorlandıklarında en güzel resimlerle süslenip sonra da mutfak kabı olarak kullanılan değerli bir vazoya benzer.
Başkalarının görüşleri bizimkine ne kadar aykırı olursa olsun,insan düşüncesinin eseri olduğu için onu sakin,saygılı ve edepli halde dinlemeliyiz. Olgun ve medeni insanlar böyle yaparlar. İnsana saygı bilmeyen geri ve barbar topluluklar ise kendi görüşlerine uymayan sözler söyleyip tenkitler yapılınca bağırır,saldırır ve yumruklaşırlar. Olgun ve medeni insanların en değerli zihni karakteri, hoşgörüdür.
Okumak bende müthiş bir uyarılma hali yaratıyordu; genellikle yaşa- nanın aksine -insanlar uykusu gelsin diye birkaç sayfa okur-, okudukça uykum kaçıyordu. Sorun kitapların niteliğiyle ilgili değildi. Vasat kitaplar da, değerli kitaplar da, romanlar da, denemeler de uykumu kaçırıyordu. Okumak bende yazma arzusu uyandırıyor; yazmak yeniden okuma arzumu kışkırtıyordu.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.