Kaçıp gitmek istediğiniz yerin kaçtığınız yerle aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanmaydı. Hapishanenin bir yer değil, bakış açınız olduğunu anlamak. Deneyimlediği, birbirinden apayrı hayatlar içinde, en köklü değişim hissinin ancak kaçıp gitmek istediği hayatta yaşanabileceği, Nora'nın aldığı en garip dersti. Başladığı ve dönüp dolaşıp yine
İnsanı diğer canlılardan ayıran şey, kimliğidir. Bu kimliği oluşturan ise onun olaylara ve kavramlara yüklediği değerlerdir. Erdemlerden yoksun olarak yaşamak, insanı kimliksizleştirir. Ancak insanların inandık­ları erdemler yere ve zamana göre değişiklik gösterebilir. Bir generalin, iş hayatında öne çıkardığı değerlerle ev yaşantısını belirleyen değerler aynı değildir; askeriyede soğukkanlılık ve ciddiyeti öne çıkaran bir generalin, evine geldiğinde merha­met, sevgi ve şefkatle dolu bir adam olması tabiidir. Rollerin değişimi, insanların inandıkları değerlerin uygulama alanlarını da farklılaştıracaktır.
Reklam
128 syf.
·
Not rated
GÜNEŞİN RUHU . Her bir felsefenin yaşamın bir yönüne odaklanırken aslında kişisel gelişim, kabul ve içsel huzurun yolunu açtığını anlatan satırlardan oluşan bir okuma #güneşinruhu . içimize dönmenin, iç dünyamıza vakit ayırmanın; değerlerimizle uyumlu bir şekilde yaşamamıza, derinlemesine düşünmemize ve kendimizi tanımamıza imkan tanıdığını
Güneşin Ruhu
Güneşin RuhuDeniz Şen · Ceres Yayınları · 202421 okunma
210 syf.
·
Not rated
·
Read in 18 hours
Yaşamak, Çin’de 1966-76 yılları arasında süren Kültür Devrimi’nin getirdiği toplumsal değişimleri konu ediniyor. Kitapta okurları diyalog halindeki iki farklı anlatıcı karşılıyor. Farklı köy ve kasabaları dolaşarak insanlarla sohbet eden asıl anlatıcı, günün birinde Fugui adındaki yaşlı bir köylüye rastlıyor. Ve güç bela tarlasını sürmeye çalışan bu ihtiyarın hikayesini dinlemek için onun yanına gidiyor. Kültür Devrimi’nden önceki hayatında uçarı ve savurgan bir genç olduğunu söyleyen Fugui, yaşamının nasıl ters yüz olduğunu anlatmaya başlıyor. Babasının kendisine bıraktığı mirası kısa sürede hiç eden genç adam, ardından tüm yakınlarını sırasıyla kaybettiği sefil ve acı dolu yaşam öyküsünü aktarıyor. Ancak tüm bunlara rağmen, hayatın ona öğrettikleriyle bambaşka bir insana dönüştüğünü de ispatlıyor. Fugui’nin acılarla yoğrulan yaşamı ve şahit olduğu toplumsal değişimleri okuduğunuzda, ufkunuzdaki değişimi siz de fark edeceksiniz.
Yaşamak
Yaşamak
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633.7k okunma
Ölüme karşı her zaman tiksintiyle karışık bir korku duydum. Onunla böylesine çok uğraşmam belki de bundan ötürü. Yaşam, bir kış gecesinin ayazına karışan bir soluk gibi çekiyor şimdi beni. O solukla, sönmeye yüz tutmuş bütün ateşleri üflemem gerek. Kentlerin ve anıların ömrü, hazan bir insanın ömründen çok daha kısa. Belleğin durmaksızın ıslak -ve üstelik kirli- bir bezle silindiği bu kargaşadan geride ne kalacak? Bu bir nostalji bile değil artık, çünkü yaşanmış bir şey üzerine kurulmuyor. İnsanın içindeki kimi eğilimleri değiştirmeden, yaşamı değiştirmeye kalmak - saçmalık burada. O zaman gerçek anlamda bir değişimi yaşamak değil, yalnızca bir nesnenin yerini başka bir nesneyle, duyguyla, düşünceyle değiş tokuş etmek durumunda kaldık. Her şeyin çoraklaştığı bu gibi yerlerde, kendi bedenimizde kimi kurtarılmış bölgeler bulmamız kaçınılmazdı aslında. Yağmur bir şeyleri silebildiği gibi, besleyebilir de. Anımsamak istiyorum şimdi, yalnızca anımsamak. Aklım tekmelenmiş bir sokak köpeği gibi uzun uzun uluyor. Bunun için ölümden böylesine çok söz etmek durumunda kalıyorum ve öylesine yaşamla doluyum ki, bir tek anının, bir tek yüzün, gülüşün bile ölmesini aklım almıyor. Yaşamım ölümün elinden kurtarılacak şeylerin bir toplamına dönüştü.
Yaşarken başımızdan hiçbir şey geçmez. Dekorlar değişir, kişiler girer çıkar; hepsi bu. Başlangıçlar da yoktur. Günler anlamsızca birbirine eklenir durur; sonu gelmez, tekdüze bir ekleniştir bu. Başlangıç olmadığı gibi son da yoktur. Bir kadın, bir dost, bir kent bir kere de terk edilemez. Sonra hepsi birbirine benzer zaten. Kimi zaman (pek sık değil) durumu gözden geçirir ve bir kadına bağlandığınızı, kötü bir işe girdiğinizi fark edersiniz. Göz açıp kapayıncaya kadar sürer bu. Sonra tören alayı yeniden başlar, saatleri ve günleri birbirine eklemeye koyulursunuz: Pazartesi, salı, çarşamba. 1924, 1925, 1926… Yaşamak budur işte ama hayatınızı anlatırsanız her şey değişir fakat bu değişimi kimse fark etmez.
Sayfa 66 - Can Yayınları
Reklam
Düşüncenin, duygunun değişmesi her zaman çok kolay olmuyor fakat küçük bir davranış değişikliğiyle dahi düşünce ve duyguda değişim sağlanabilir. Şu an mutlu değilsen de gülümseyerek mutlu hissedebilirsin. Olmak istediğimiz kişi gibi yaşamak da birçok değişimi beraberinde getirebilir.
İnsanın içindeki kimi eğilimleri değiştirmeden, yaşamı değiş­tirmeye kalkmak saçmalık burada. O zaman gerçek anlamda bir değişimi yaşamak değil, yalnızca bir nesnenin yerini başka bir nesneyle, duyguyla, düşünceyle değiş tokuş etmek duru­munda kaldık.
Sayfa 116
508 syf.
·
Not rated
"Deniz o kadar durgun o kadar durgundu ki, karıncalar su içerdi..." Bir Karadeniz balıkçı deyiminden almış adını kitap. Ada hikayesi, rızkın deniz olması böyle bir isimle taclanmış. Etkileyici. Ada serisinin ikinci kitabı bu. Hikayeye yeni katılan yeni karakterler var. Karadenizli Nişancı Veli, Girit göçmeni Musa Kazım Ağaefendi ile
Karıncanın Su İçtiği
Karıncanın Su İçtiğiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20174,006 okunma
Eğer yeni bir dünyada yaşamak istiyorsan, bambaşka bir hayatın parçası olmaksa amacın, değişimi istiyorsan, öncelikle bu değişimin parçası olman gerekir.
Destek Yayınları: Nisan 2012 epubKitabı okudu
464 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.