"Drogo bu çocuğun büyük insanlannkinden çok farklı, nazik ve derin bir uykuyla uyuyuşunu hayretle seyretti. Bu küçük yaratık henüz kafa bulandıran düşlerin ne olduğunu bilmiyor, küçük ruhu, kaygısız, isteksiz ve acısız, saf ve son derece sakin bir atmosferde dolaşıyordu. Drogo biç kıpırdamadan uyuyan küçük çocuğu seyretti, yüreği derin bir hüzünle doldu. Kendini böyle uykuya dalmış bir biçimde düşünmeye çalıştı, gözünün önüne hiçbir zaman göremeyeceği çok özel bir Drogo geldi. Kendi bedeninin hayvansı biçimde çökmüş, karanlık kaygılarla sarsılan, zorla soluyan görüntüsü, yarı açık ve sarkık ağzı gözünün önüne geldi. Halbuki o da bir zamanlar, bu çocuk gibi uyumuş, o da zarif ve masum olmuştu, kim bilir belki de hasta yaşlı bir subay, acı bir şaşkınlıkla durup kendisine de bakmıştı. “Zavallı Drogo,” diye düşündü, bunun nasıl büyük bir zaaf olduğunun farkındaydı, ama sonuçta dünyada yapayalnızdı ve onu kendisinden başka sevecek kimse yoktu."