Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Alıntı 9 sayfa, evet hepsi önemli
Seaview Sokak Hekimi Kolektifi'nde yaptığım röportajlarda ana prensibin "zarar vermemek" olduğu söylendi. Bunun onlar için ne anlama geldiği konusunda onları sıkıştırdığımda önce SSHK'nin öğrettiği taşıdıkları risk yüzünden başvurmadıkları MYHAY gibi prosedürleri saydılar, ardından kullandığından biraz daha riskli olabilecek
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
"Anadolu'ya geçmek lazımdır"
Ali Suavi'ye göre Rus diktesini reddetmek ve Anadolu'ya da geçerek harbe devam etmek lazımdır. İngiltere, bütün Osmanli saltanatının da Çar Rus yası'nın eline geçmek tehlikesi belirdiği vakit, ister istemez müdahale edecektir. Ve yaşayabilir bir devlet olarak kalmağa elverecek bir barış ancak böyle elde edilebilir. Abdurrahman Adil'in yazdığına göre Ali Suavi, Abdülhamid'i bu fikre yanaştıramamıştır. O halde ne yapmalı idi? Mademki halk padişahı mesul tutuyor. Mademki Çırağan Sarayı'nda hapis hayatı geçiren Sultan Murad'a deli değil, "mazlum" gözü ile bakıyor. Çırağan Sarayı'na giderek bir defa onu sokağa çıkarmak, - Padişahım çok yaşa, sesleri ile halka göstermek kâfi idi. Halk ona bir kurtarıcı gibi sanılacaktı. Bir avuç kalabalık kısa bir zaman içinde yüz binleri bulurdu. Sultan Hamid tahtını kaybedecek ve Ruslar diktalarına boyun eğecek adam bulamayacaklardı. Ali Suavi büyük bir soğukkanlılıkla harekete geçti.
BİR KİMLİK VAKASI "Sevgili dostum," dedi Sherlock Holmes, Baker Sokağı'ndaki evde ateşin karşısında otururken, "hayat, insan aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez. Eğer şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Sayfa 334 - Ötüken