"Masallar, mitler ve rüyalar aynı kumaştan biçilmiştir. Üçü de bilinçdışının ürünüdür: İlk ikisi ortak bilinçdışının şekillenmesi, "resim"lenmesidir; rüyalar ise ortak bilinçdışından beslenen ilksel kaynakları ile kişisel bilinçdışının ürünüdür. Psikanalizin öncülerinden Karl Abraham ve Otto Rank, mitleri, "halkların kitle rüyaları/fantezileri" olarak tanımlar. Campbell'e göre rüya kişiselleştirilmiş mit; mit ise kişisellikten arındırılmış rüyadır. Ancak rüyalarda, rüyayı görenin iç çatışma ve eksiklikleri, "Ruh"un sembollerini ve dinamiklerini çarpıtır, tahrif ederken, mit kahramanının karşılaştığı sorunlar ve aranılan çözümlerin evrensel geçerliliği vardır."
Çok güzel günlerdi ama geçip gitti.
Bunu paylaşmasam olmazdı...
VERGİ REF(ORM)U
Geldi kapıda bekliyor Farzımuhal /şey/ vergisi..
Her mutfakta yemek yiyor /Ekmek-çorba-çay/ vergisi..
Yakıtlar seni yakacak
Canın burnundan çıkacak
Ensene çöktü çökecek /Kıl/ vergisi, /tüy/ vergisi..
Ayda bir tufan zelzele
Bulur sizi gele gele
Yoldadır bekleyin hele /
Şekil-endam-boy/ vergisi..
Usul erkan bilmek lazım
Şöyle sevildik de biz mi bekar kaldık (!)(ironidir)
HATUN: Kapı eşiğinde her zaman oğlancıklarımızı severdin.. Gördün yüzlerine bakmadın.. Boynu bükük bekleşirler dışarda.. Deli Dumrul'um.. Yiğidim.. N'oldu, söyle bana.. Kara başım kurban olsun sana!.
DELİ DUMRUL: Ah n'olmadı ki kadınım, n'olmadı ki..
HATUN : (Şefkatli) Anlat, hepsini anlat yiğidim..
Ord. Prof. Dr. Fuat KÖPRÜLÜ, şöyle diyor: «Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u da öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar» Gerçekten, Türkçemiz bütün güzelliğiyle hikâyelerde kendini gösterir. Her cümle, bir şiir mısraıdır Dede Korkut'da! Mükemmel bir söyleyiş güzelliği yanında anlatımdaki hüner, çok daha çarpıcıdır. Mesela, elinizdeki kitapda yeralan «DELİ DUMRUL> u, oyunlaştırırken hiç de zorlanmamışızdır. Esasen hikâye son derece dramatik bir yapıdadır.
Dede Korkut Hikâyelerinde Türk Milletinin damgası vardır. Milletimizin bütün özellikleri her vesileyle işlenmiştir. Söz gelimi: Misafir severliğimiz, çalışkanlığımız, vatan ve millet sevgimiz, insan sevgimiz, tabiat sevgimiz, Allah sevgimiz, cesaretimiz, öfkemiz... kısacası, Türk milletinin bir anlamda kimliği olan erdemleri, hikâyelerde görmek mümkündür..
Ord. Prof. Dr. Fuat KÖPRÜLÜ, şöyle diyor: «Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u da öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar» Gerçekten, Türkçemiz bütün güzelliğiyle hikâyelerde kendini gösterir. Her cümle, bir şiir mısraıdır Dede Korkut'da! Mükemmel bir söyleyiş güzelliği yanında anlatımdaki hüner, çok daha çarpıcıdır. Mesela, elinizdeki kitapda yeralan «DELİ DUMRUL> u, oyunlaştırırken hiç de zorlanmamışızdır. Esasen hikâye son derece dramatik bir yapıdadır.
Dede Korkut Hikâyelerinde Türk Milletinin damgası vardır. Milletimizin bütün özellikleri her vesileyle işlenmiştir. Söz gelimi: Misafir severliğimiz, çalışkanlığımız, vatan ve millet sevgimiz, insan sevgimiz, tabiat sevgimiz, Allah sevgimiz, cesaretimiz, öfkemiz... kısacası, Türk milletinin bir anlamda kimliği olan erdemleri, hikâyelerde görmek mümkündür..
BİLGE OZAN: Gitmeden önce dua edeyim Hânım.. Dede Korkut töresidir: Yerli kara dağların yıkılmasın! Gölgeli kaba ağacın kesilmesin! Akan suyun kurumasın! Koşar iken ak boz atın sendelemesin! Cenk yerinde alaca mızrağın körelmesin! Hakkın yandırdığı çırağın yana dursun. Tanrı namerde muhtaç etmesin. Ak pürçekli anayın, ak sakallı babayın yeri cennet olsun. Ak alında beş kelime dua kıldık, kabul olsun! Derlesin, toplasın günahınızı adı güzel Muhammet Mustafa yüzü suyu hürmetine bağışlasın Hânım Heeey!
BİLGE OZAN: Tepegöz'ü merakla sormuştunuz ama..
HAN: Sormuştum amma, vazgeçtim.. Sen bana Deli Dumrul'u anlat. Deli Dumrul! Adı da pek tuhaf... Gerçekten deli mi bu?
BİLGE OZAN: Hânım, bilirsiniz, Oğuz elinde yiğidin yamanına, bahadırına, ele avuca sığmayanına deli demek adettir... Amma bizim Deli Dumrul'da biraz gerçek delilik var gibi...
Oo Dede Korkut! Hani Dede Korkut'tan hikâye anlatacaktın?
BİLGE OZAN: Anlatayım, anlatayım da Hânım, hangisini anlatsam acep diye düşünürüm..
HAN: Şöyle güzel birisini anlat.
BİLGE OZAN: Her biri ayrı güzellikte Hânım... Dirse Han Oğlu Boğaç Han var... Bamsı Beyrek var... Tepe Göz var... Ne bileyim, tam on iki hikâyesi var Dede Korkutumuzun..