192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
•Can Evim• |Kitap Yorumu| • Aslında dünyada her şey bulaşıcıdır. Mutluluk, mutsuzluk, gülümsemek ve gözyaşı... • • Nora çocukluğunun travması ile , anne ve babasının tartışmaları ile büyüyen ,ailesine karşı büyük özlemler duyan bir kızdır . Bir gün kötü alışkanlıklara sahip olan babası annesini ve norayı terk etmesiyle başlar her şey . Annesi
Can Evim
Can EvimNora Akın · Sisyphos Yayınları · 201810 okunma
"Eugenia'm, evet benim Eugenia'm!" dedi kendi kendine, "Evimin önünden geçerken gördüğüm, tesadüfen beliren, ete kemiğe bürünmüş biri değil o, kapıcı kadının Eugenia'sı değil, kendi kendime biçimlendirdiğim bir şey. Tesadüfen mi belirdi? Her belirme tesadüfen değil mi zaten? Belirmelerin mantığı ne? Puro dumanının oluşturduğu şu figürlerin dizilişindeki mantık. Ya tesadüf? Bu dünyanın mahrem ritmi, şiirin ruhudur tesadüf. Ah, benim tesadüfi Eugenia'm! Benim şu uysal, mütevazı ve sıradan yaşayışım, gündelik hayatın yüzlerce ufacık şeyiyle örülmüş bir Pindaros şiiridir. Gündelik hayat! Günlük ekmeğimi ver şimdi bana! Gündelik hayatın yüzlerce önemsiz şeyini bağışla bana Tanrım! Biz insanlar, ne büyük acılara yeniliriz ne de büyük sevinçlere; çünkü bu acılar ve sevinçler küçücük olayların muazzam sisiyle örtülüdür. İşte budur hayat, sistir. Hayat bir nebülözdür. Onun içinden Eugenia çıktı bugün. Kimdir Eugenia? Epeydir arıyor olmalıyım onu. Ben onu arayıp dururken kendiliğinden çıktı yoluma. Bir keşif değil midir bu? İnsanın aradığı şeyle karşılaşması, arananın bu arayışı hissederek arayan insana gelmesi değil midir? Amerika, Colomb'u aramış olamaz mı? Eugenia, beni aramak üzere gelmiş olmasın? Eugenia! Eugenia! Eugenia!"
Augusto
Reklam
471 syf.
7/10 puan verdi
Gog, parası derya deniz olan bir abimiz. Fakat huzuru da bir o kadar kıt. Hayata dair cevaplanmamış soruları ve hiç bilmediği konulara karşı merakı da çok. O yüzden, işi gücü bırakıp oradan oraya gitmeye başlar tabi siz de peşinden. Farklı ülkelerde, bambaşka şehirlerde, farklı alanlarda isim yapmış veya hiç bilinmeyen yüzlerce insan. Dolanıp durduk. Öyle farklı fikirler duyduk ki şaşırdık kaldık. Yok yok pek kaldık sayılmaz, toparlandık başka yere gittik yeniden. Yeniden, yeniden. Örnek mi istersin, vereyim. Freud'a gittik. Einstein'a, Salvador Dali'ye, Lenin'e, Ford'a. Bilmediğim siyasiler, sanatçılar, politikacılar, kimler kimler... Ne mi öğrendik, ah sen de canım! Bilirsin uzun uğraşlar hep mütevazı bir kapıya çıkar, bilenen bir cevaptır aranan aslında. İşte ona İnancını güçlendirmek için gezinir durursun. Okur, öğrenirsin. Aslında en başından beri bildiğin o amaç için. Ne mi o? tabi ki de söylemeyeceğim şuna bak, ben boşuna mı okudum 470 sayfalık kitabı. Haha, inanmadın değil mi, şaka yapıyoruz şurada :D Gog, bunca uzun yoldan, sınırsız isteklerden, bilimlerden, bilgiçlerden, parası için peşinde dolaşan ucubelerden sıkılır. Bunca zenginlikte mutlu olamadım, onca adamla tanışıp konuştum biri bile yüreğime bir parça huzur katamadı der, sinirlenir ve kendini sefalete, yokluğa verir. Günlerce aç ve bitap gezindikten sonra küçük bir kızın ona ekmeğini verdiği an oturur taşlar, o ne güzel kızdır, o ne güzel ekmek!
Gog
GogGiovanni Papini · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,060 okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
Kitap, sen okunmaya değersin.
İncelemeye altını iki kere çizdiğim şu üç alıntıyla başlamak istiyorum. “Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır, şu kötü. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk! Hep­si bir benim için. Şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona ba­kıyorum. “ “Ayıp! İnsan ne zaman insan olacak be? Pantolonlar, kolalı yakalar,
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 201916,3bin okunma
Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor:
Bir adam Resûlullah’a gelerek: –Yâ Resûlallah , insanlar içinde iyi davranmama en fazla layık olan kimdir, diye sordu. Resûlullah : –Annendir, buyurdu. Adam: –Sonra kim, dedi. Resûlullah: –Annen, dedi. Adam: –Sonra kim, dedi. Resûlullah yine –Annen, dedi. Adam: –Sonra kim, diye sordu. Resûlullah: –Baban, buyurdu. (Buhârî, Edeb, 2; M6500 Müslim, Birr, 1)
Sayfa 315 - DİB YAYINLARI, 1.CiltKitabı okudu
Saffat süresinde İshak(as), 'Ey babacığım' dedi, 'Buyrulduğun şeyi yap, emri yerine getir, beni inşaalah sabredenlerden bulacaksın.' Burada oğul ile baba aynıdır. Baba, oğlunu değil, nefsini kesmeye girişmiştir. Ve ona büyük kurbanı feda etmiştir. Düşünde insan süretinde beliren kişi, duyular aleminde koç biçiminde görünmüştür. Böyle olunca oğlu olarak belirdi. Belki babanın ayrı olan kişi, oğul hükmünde tezahür etti. Allah, nasıl ki Adem'den eşini Havvayı yarattı. O halde Adem, nefsini kendisine nikahladı. Demek ki eşi ve oğlu O'ndandır. Oysa varlık, sayıda birdir. Öyleyse doğa kimdir. Ondan beliren kimdir? Biz, onun kendisinden oluşan şeyle eksikliğini ve meydana gelenin yokoluşuyla arttığını görmedik. Doğadan, oluşan ise, O'ndan başkası değildir.
Sayfa 45 - Sufi KitapKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.