Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kitabı birinci ağızdan bir bilim adamının yazılarından okuyoruz. Kitabın yüzde sekseni falan betimlemelerden oluşuyor ve bu kadar fazla betimleme olmasına rağmen aklımda bir şeyin canlanmadığı zaman da çok oldu ama buna rağmen kitabın dünyasını sevdim. Kitabı bir nevi sonunda ne olacak diye okudum ki sonu bence çok güzeldi. Siz de ilk defa H.P Lovecraft'ın kitabını okuyacaksanız benim gibi bu kitaptan başlamayın.
Kitapta özet olarak bilimsel çalışmalar için Güney Kutbu'na giden bilim insanlarının hikayesi anlatılıyor. Tek bir kişinin ağzından paylaşılan hikayede, kahramanımız orada yaşadığı dehşeti bütün dünyadan saklamaya niyetli olsa da Antartika'ya yapılacak bir diğer keşif gezisini engellemek için anılarını gün yüzüne çıkarmak zorunda kalıyor ve bilinmezliği ortaya saçıyor.
Lovecraft'ı gerçekten ilginç bulduğumu söyleyebilirim, konu ve kurgu müthiş, ancak anlatımı bana hitap etmedi. Hikaye sarmadı, korkutmadı, ben hikayenin içine giremedim. ''Korkutucu'' ve ''dehşetli'' olduğunu okumaktansa hissetmeyi tercih ederdim. Diline pek takılmadım açıkçası, betimlemelerin fazlaca olması da beni etkilemedi ama en ilgi çekici kısımlar yeterince içine alamadı bence. Kısalığından olduğunu sanmıyorum, hatta bu şekilde uzatılsa inanılmaz sıkıcı olabilirmiş.
Kurgu açısından başarılı, anlatım açısından yetersizdi bence. Yine de Lovecraft'ın kurgusuna diyecek sözüm yok. Bir daha okuyacağımı da, önereceğimi de sanmıyorum.
Deliliğin Dağlarında bilinmeyenin dehşeti
Herkese merhaba
_______
Bugün sizlere H.P.Lovecraft'ın yazdığı Deliliğin Dağlarında'yı yorumlaya çalışacağım.
_______
H.P.Lovecraft'ın yazdığı en hacimli eseri olan "Deliliğin Dağlarında" delilik ile gerçeklik arasında bir anlatı aslında.Miskatonic Üniversitesinden bir grup araştırmacı Güney Kutbuna bir keşif seferi düzenler asıl amaçları geçmişten kalan fosilleri toplayıp bilgi almaktır fakat gruptan birisinin tahminen bir milyar yıllık bir fosil bulmasıyla ortalık karışır ve ardından bilinmeyenin dehşeti yavaş yavaş her tarafı sarar.
_______
Lovecraft'ın hikayeleri genellikle ücra kasabalarda geçsede bu hikayesinde kullandığı Güney Kutbu gayet yaratıcı bir seçim olmuş bence özellikle o herkesten uzak olma hissi...Bu romanında Lovecraft birkaç kitabına gönderme yapıyor bunlar: Cthulhu'nun Çağrısı ve Karanlıkta Fısıldayan.Benim kitabın en sevdiğim tarafı kitaptaki yüce eskilerin bol bol betimlenmesi ve olası yaşam tarzlarının anlatılması oldu.Lovecraft'ın karamsar dünya görüşü ve kozmik varlıkları çok iyi kullanması kitabı kaliteli kılıyor bence.Velhasıl okuduğum en iyi Lovecraft kitaplarındandı okumanızı öneririm ama öncelikle Cthulhu'nun Çağrısı, Karanlıkta Fısıldayan ve İnnsmouth'un Üzerindeki Gölge'yi okumanız kitabı sizin için daha keyifli kılar.Bu yazarla mutlaka tanışın.
Bu kitab hərhalda ilk dəfə cin kinosuna baxdığım qədər dəhşət verdi. Əslində bütün hadisənin xəyal gücümüzə buraxması, ortaq qorxularımızın olması və o sıxışmışlıq həm insana qarabasma kimi təsir edir, həm dəyazılanları yalanlaya bilmir. Bu yazarın qələmini Edgar Allan Poea oxşadılmasını indi başa düşürəm.
Okumasam hiçbir şey kaybetmeyeceğim kitaplardan bir tane daha oldu. Doksan sayfa kadar bir romandan ziyade jeoloji kitabı okudum diyebilirim. Büyük beklentilerim olan bir kitaptı ama ne yazik ki büyük bir hayal kırıklığı oldu.
132 syf.
6/10 puan verdi
Deliliğin dağlarında , korku romanı olarak adlandırılsa da içinde oldukça fazla betimleme var ve bazen bu kadar betimleme okumak bunaltabiliyor. Bu kadar cok betimleme olmasına rağmen yine de olay kısmında merak uyandıracak ipuçları bırakılmamış. Kitabi okurken sonunu tahmin etmek ya da ne olacağını kestirmek oldukça kolay. Kitapta sürekli tekrar edilen' söylememem gerek ama söylemeliyim', ' anlatmamalıyım ama bilmelisiniz ' havası beni biraz rahatsız etti. Kitap bir çok ünlü korku romanı yazarına ilham kaynağı olduğu, çok beğenildiği söylense de beni hayal kırıklığına uğrattı.