Noch nach Jahren litt ich unter der quälenden Vorstellung, dass der riesige Mann, mein Vater, die letzte Instanz, fast ohne Grund kommen und mich in der Nacht aus dem Bett auf die Pawlatsche tragen konnte und dass ich also ein solches Nichts für ihn war. Yıllar sonra bile, koca adamın, babamın, en büyük otoritenin, neredeyse hiçbir sebep yokken geceleri gelip beni yataktan kaldırıp kapının önüne atacağı fikrinin, yani onun için koca bir "hiç" olmanın acısını hâlâ çekiyorum.
O erler ki...
O erler ki, gönül fezasındalar, Toprakta sürünme ezasındalar. Yıldızları tesbih tesbih çeker de, Namazda arka saf hizasındalar. İçine nefs sızan ibadetlerin, Birbiri ardınca kazasındalar. Günü her dem dolup her dem başlayan, Ezel senedinin imzasındalar. Bir ân yabancıya kaysa gözleri, Bir ömür gözyaşı cezasındalar. Her rengi silici aşk ötesi renk; O rengin kavuran beyzasındalar. Ne cennet tasası ve ne cehennem; Sadece Allah'ın rızasındalar.
Reklam
Ey ez furûg-ı rûyet rûşen-çerağ-ı dîde Mânend-i çeşm-i mestet çeşm-i cihan ne dîde Hem çün tu nâzenîni ser-tâ-be-pâ letafet Gîtî nişan de dîde ez dünya âferîde Ber kasd-ı hûn-ı uşşak ebru vü çeşm-i mestet Gah în kemîn-güşade gah ân kemân-keşîde Ez sûz-ı sîne her dem dûdem be-ser berâyed Çun ûd çend-bâşem der-âteş remîde Ger ber-lebem nebî leb yâbem hayât-ı bakî Ân dem ki can-ı şîrîn bâşed be-leb resîde
Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer Gam karar eyliyemez Hande-i Hurrem de geçer Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer Gece gündüz yok olur, An-ı dem Adem de geçer Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi? İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli
Bizleri de kavuştur YaRabbim..
Ramazan'ın içindeyiz, bir rahmet sağanağının altında. Rahmet yağıyor aleme, yeryüzüne, yaratılış ne varsa her şeye, herkese. Mağfiret kaynıyor her yanımızdan büngünldeyen bir duru pınar gibi. Müjdeler ulaşıyor her an, her lahza, her saniye. Selam olsun müjdelerin muhataplarına, selam olsun bu yagmurda ıslananlara, selam olsun inananlara... Ki onların kalbi artık merhamet ile dolup taşmaktadır. Ki onların gözyaşları bütün günah yıkamakta, bütün mazlumlara ulaşmaktadır. Ki onlar artık kalpleri ile görmekte, kalpleri ile duy­maktadır. Onlardır yetimin hakkını gözeten, aç görse doyuran, çıplak görse giydiren. Onlardır adaletin kınından sıyrılmış kılıcı, hamiyetin nurlu toprağı. Onların yürüdüğü yolda ışıktan bir iz uzanır. Onların tuttuğu kuru dallar yeşerir, seslendiği kayalar ses verir, açtığı kapılar bir daha kapanmaz. Kimsesizler, garipler, yoksullar, küskünler, yenilmişler, umutsuzlar onların gölgesinde canlanır, sinesinde barınır.
Sayfa 50 - Pdf
Aklıma gelen dilsel biçim üzerinde durayım : “dem/in” sözcüğüne bir bak: “Bir dem yaşamak” / “Demin buradaydı — şimdi / artık yok”... “Bir dem” ile “bir an” kavramlarının akrabalıklarını da düşün— —Daha fazla birşey yazamıyorum—
Sayfa 165 - MetisKitabı okudu
Reklam
219 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.