Mewlîda Kurmancî • Melayê Bateyî
Hemdê bê hed bo Xudayê `alemîn Ew Xudayê da ye me dînê mubîn Em kirîne ummeta xeyr-ul beşer Tabi`ê wî muqtedayê namiwer Ew Xudayê malikê mulkê `ezîm Daye me mîrasa Qur`ana Kerîm
Aulë'nin Çocukları / Cüceler'e Bahşettikleri
Melkor'un hüküm sürdüğü devirlere denk geldikleri için, Aule onları dayanacak güçte yaratmıştı. Bu yüzden kaya kadar sert, inatçı, arkadaşlıkta da hasımlıkta da aceleciydiler ve bütün diğer konuşan halklara göre, her türlü zahmete, açlığa ve yaraya daha fazla mukavemetleri vardı ve sonsuza dek olmasa bile, İnsanlara biçilmiş ömürden çok çok daha uzun yaşarlardı.
Reklam
Bi Narê Firqetê Sohtim • Melayê Cizîrî
Bi narê firqetê sohtim Ji ferqê ser heta pê da Xedenga xefletê nuhtim Ji berqa lami`a tê da Xedenga firqetê re`d e Dilê ew xefletê lê dit Dibêjim wer cebel bit ew
Lakin șimdi oturmuş kulak kabartıyordu Ilúvatar, Musikinin ne bir kusuru, ne hatası olmadığı için evla görünüyordu ona. Salındıkça fakat ezgi, can evine işliyordu Melkor'un, işleyip de karmakarşık ediyordu dimağındaki meseleleri. Bu meseleler ahengi tutturamıyordu ezgisiyle Ilúvatar'ın; burada işte kendisi icrasının kudretini ve görkemini daha da arttırmanın peşine düştü. Ainur arasında Melkor'a bahşedildi en yüce kudret ve bilgi hünerleri, üstelik tüm kardeşlerinin yeteneklerinden bir pay sunuldu kendisine. Ekseriyetle çıkıp gezerdi bir bașına, arayarak Ölümsüz Alevi hiçliklerde; var olmuşları kendi kudretine getirme arzuları büyüyüp kızgınlaştıkça, Ilúvatar hiçliğe aldırmıyormuş gibi geliyordu ona, ve sabrı kalmamıştı boşluğa. Ama bulamadı Ateşi, o ki Ilúvatar'ladır. Lakin kalınca bir başına, kendiyle ilgili düşüncelere daldı, kardeşlerinin aksine. Bu düşüncelerin bazıları örüyordu müziğini; bir patırtı kopuyordu o saat. Şarkıları söyleyenlerin çoğu karamsarlığa sürükleyiveriyordu onu, diğerlerinin düşünceleri karmakarışıktı ve müzikleri bocalar gibiydi, fakat bazıları da vardı ki müziklerini ilk tasarladıkları şekil yerine onunkine göre akort etmeye başladılar. Ve öyle bir başını alıp gitti ki Melkor'un yarattığı bu ihtilaf, evvel zamanda kulağa hoş gelen Müzik kaybolup gitti azgın bir sesler denizinde. Lakin bekledi ve kulak verdi Ilúvatar, ta ki tahtının üzerine azgın bir fırtına misali, dindirilmez nihayetsiz bir gazapla birbirinin üzerine yürüyen karanlık sular cenk edercesine çörekleninceye dek.
Sayfa 49 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Ardından, Yavanna'nın ektiği tohumlar hızla sürgün vermeye ve tomurcuklanmaya başladı ve irili ufaklı bitkilerin cümbüşü etrafı sardı; yosunlarla çimenler ve koca koca eğreltiotları ve ulu ağaçların başları canlı dağlar misali bulutlarla harelendi, fakat ayakları yeşil bir alaca karanlıkla sarılıp sarmalandı. Ve hayvanlar çıktılar ortaya, yayıldılar çayır çimenli ovalara ya da yerleştiler nehirlere, göllere, yahut süzüldüler ormanların kuytularında. Yavanna'nın koynunda beklediler zamanları gelene dek, filizlenmedi çiçekler ve şakımadı bir tek kuş bile, lakin onun zihnindeki zenginlik ve refaha uyan bir bolluk vardı, ama hiçbir yer, Yeryüzünün tam ortasına denk gelen diyarlar kadar zengin değildi; tam bu noktaydı işte iki lambanın ışıklarının buluşup birbirine karıştığı yer. Ve dünyanın canını ilk bulduğu o zamanlarda, Valar'ın bu dünya üzerindeki ilk meskenleri, Ulu Göl'deki Almaren adacığıydı, ve tabiata rengini verdi bu taptaze yeşil; bu, dünyayı yapıp kotaranların gözlerindeki mucizeydi, öyle bir hoşnutlukla da yaşayıp gittiler çağlar boyunca.
Sayfa 84 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.