Ölüm varsa hayatın anlamı ne diye soranlar,
Her nefesle günden güne havaya karışanlar!
Meçhuldür sizden sonrakiler, unutuldu hep öncekiler:
Ruhlar baki olsa da, zamana yenik düşer fani bedenler.
Ey okur! Öyleyse, zamanın hakkını ver, hala vaktin varken
Ne diye ölümü kovalarsın, henüz hayattayken!
Uzun bir süre etkisinden çıkamayacağım bir otobiyografi. Paul Kalanithi'nin kariyerinin zirve noktasında kanser olduğunu öğrenmesiyle planladığı hayatının nasıl değiştiğine ve mücadelesine tanık oluyoruz kitapta. Kitap, bizlere kendi hayatımızın öznesiyken yapabileceğimiz çok şey olduğunu gösteriyor. Yazar arkadaşı Robin'e gönderdiği e-postada kitabı yazma amacını şu şekilde dile getirmiş: "Akciğer kanseri olmanın egzotik bir yanı yok. Aslında sadece yeterince trajik ve yeterince hayal edilebilir bir durum. Okur, benim ayakkabılarımı giyip biraz dolaşacak ve sonra da 'Hmm, demek buradan bakınca böyle görünüyormuş... Burası eninde sonunda kendi ayakkabılarımla da geleceğim yer,' diyecek. Sanırım bu kitabı yazmaktaki amacım da zaten bu. Ölümü sansasyonel bir hale getirmek ya da insanlara günlerini gün etmeleri için tavsiyede bulunmak değil. Sadece, yolun sonunda karşınıza çıkacak olan budur, diyebilmek."
Kısacası son derece anlamlı bu hayat hikayesinden herkesin kendinden bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum
Anlamlı bir hayat yaşayabilmemiz dileğiyle...
Keyifli Okumalar.