~ Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüfierin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan
sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan
düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil
vermek arzusuyla dünyaya gelmektense hayatın ve muhitin
verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak
daha rahat, daha makul değilmiydi?