Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.33
NOT : Öncelikli olarak tıp alanına ilgi duyanlara, doktorlara ve doktor adaylarına ve daha sonra tüm insanlara tavsiye edilir :)
NOT : Bu kitapta geçen vakaları görsel olarak araştırıp okumanız yararınıza olacaktır. Bilenlere de sorabilirsiniz.
Tıp alanında pek bilgim olmamasına rağmen Bulgakov sayesinde birçoğunu anlayabildiğim vakalar okudum.
Selamlar herkese, elinizden düşüremeyeceğiniz bir kitapla geldim. Uzun süredir beni bu kadar etkileyen bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Tam anlamıyla muhteşem bir eserdi. Bazı kısımlarda fazla tedirgin oldum, sanki doktorun yaptığı ameliyatını ben yapmışım gibi hissettim .Kitabı eğer okumadıysanız mutlaka bir şans vermelisiniz, pişman olmayacaksınız.
Kitabın konusu:
Tıp fakültesinden yeni mezun olan genç ve tecrübesiz Dr. Bomgard tenha bir köye gönderilir. Tek doktor olarak her vakaya bakmak ile yükümlüdür.
Dr. Bomgard iki hemşire ve sağlık çalışanı ile birlikte bu zamana kadar hiç girmediği ameliyatlarda başarılı olmak, hastalıklara çareler bulmak zorundadır.
Kışın en soğuk günlerinin bu bitmek bilmez hastaların yoğunluğu ile boğuşmak durumunda kalır.
Yazar hem akıl almaz vakaları hem de yaşanan savaşın getirdiği zorlukları da bizlere anlatır.
#kitaptan alıntılar:
Sonunda da yıprandı, rengi soldu, eskidi ve kayboldu tıpkı anıların solduğu, kaybolduğu gibi.
•Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir. Fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek...
•Etrafta değişen hiçbir şey yoktu sanki, fakat ben çok değişmiştim.
•Bir yıl geçti, yeni bir yıl daha geçecek ve bu da geçen yıl gibi bir yığın sürprizle dolu olacak. Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.
•Bir şeyle mücadele etmek için onunla yüz yüze gelmek gerekir.
Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap, keyifli okumalar dilerim
Tıp alanına ilgi duyanlara, doktorlara ve doktor adaylarına tavsiye edilebilecek bir kitap. Onun dışında da herkesin severek okuyacağından eminim. Ben çok keyif alarak okudum. Kitabın içindeki vakalar sizi içine çekiyor sanki siz de Doktor Bulgakov ile beraber hastayı kurtarmaya çalışıyormuş gibi hissediyorsunuz.
Tıp alanında pek bilgim olmamasına rağmen vakaların hepsini anlayabildim. Dili çok sade ve anlatımı çok başarılı. Dokuz vaka var kitapta. Ve bazıları oldukça ilginç.
Doktor Bomgard, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş, hak ettiği saygıyı yaşından dolayı göremeyen bir doktor. Daha sonra soğukkanlılığı ile ve teorik bilgilerini başarılı bir şekilde pratiğe dökmesiyle kendini kanıtlıyor. Böylece herkesin saygısını kazanıyor. Taşranın vazgeçilmezi haline geliyor. Doktorun tüm bunlar olurken içinde kopan fırtınaları, yaşadığı kaygıları sadece okurlar anlayabilir. :)
İncelemeyi doktorumuzun bir sözüyle bitiriyorum: "Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş."
Keyifli okumalar. :)
Dr. Bomgard müharibə illərində Universiteti bitirərək hər şeydən uzaq bir kənd xəstəxanasına həkim olarak göndərilir. Və ilk səhifələrdə bu təcrübəsiz gəncin həyəcanı, qayğıları, ən çox da bacarıqsız olacağı, kiməsə zərər yetirəcəyi və bunu qaldıra bilməyəcəyi qorxuları göstərilir.
"Rusya soğuğunda insanın ateş dışında bir de çevresine
Bir yıl daha geçti, yeni bir yıl daha geçecek ve bu da geçen yıl gibi bir yığın sürprizle dolu olacak. Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.
Fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek...
"Onu nasıl kurtaracağım? Hadi bunu kurtardım diyelim, ötekini nasıl kurtaracağım? Ya diğerlerini!"
●●●●●●●
Herkese selamm. Bugün size ince ve güzel bir kitapla geldim. Kitabımız, yeni mezun olmuş genç bir doktorun taşraya gidip orada yaşadıklarını anlatıyor.
Zaman, Rusya'nın devrim zamanları. Genç doktor, hiç bilmediği uzak bir taşra bölgesine mesleğini yapmaya gidiyor ve orada yaşadığı iyi, kötü anıları okuyoruz.
Okurken doktorluğun ne kadar zor bir meslek olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Bir yandan aldığı eğitimle tanı koymaya çalışırken bir yandan taşra kesimin batıl inançlarına maruz kalıyor. Bazen o kadar zorlanıyor ki gündüz yüzlerce hastaya baktığı günün gecesi rüyalarında dokuz yüze yakın hastaya baktığını görüyor. Hastalarla uğraştığı bu süre boyunca bir yandan da yalnızlığı ve karamsarlığı onu etkiliyor.
Kitap 168 sayfa ve içinde dokuz hikaye var. Çabucak bitiyor. Bir doktorun yaşadığı anılarla, fiziksel ve psikolojik ne kadar etkilendiğini gayet güzel kaleme alınmış.
Tavsiye ederim.
Bulgakov'un okuduğum ikinci kitabı oldu. Çok merak ettiğim bir kitaptı.
Tıp fakültesinden yeni mezun olan genç ve tecrübesiz Dr. Bomgard tenha bir köye gönderilir. Tek doktor olarak her vakaya bakmak ile yükümlüdür.
Dr. Bomgard iki hemşire ve sağlık çalışanı ile birlikte bu zamana kadar hiç girmediği ameliyatlarda başarılı olmak, hastalıklara çareler bulmak zorundadır.
Kışın en soğuk günlerinin bu bitmek bilmez hastaların yoğunluğu ile boğuşmak durumunda kalır.
Yazar hem akıl almaz vakaları hem de yaşanan savaşın getirdiği zorlukları da bizlere anlatır.
Sizler de bu sıcakta biraz olsun kış gecelerinin dondurucu soğuğunu iliklerine kadar hissedecek, ilginç vakalar ile karşılaşacaksınız. Herkese tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Bir de Daniel Radcliffe'nin başrolde oynadığı "Young Doctor's Notebook & Other Stories" adlı 2 sezonluk toplam 8 bölümlük ve her bölümü 22 dakika olan bir İngiliz kara komedi türünde dizisi çekilmiştir. İlk fırsatta diziyi de izleyemeyi düşünüyorum.
#kitapalıntıları :
*Zalim bir kader tarafından yenilmiş, harap düşürülmüş ve ezilmiş hissediyordum kendimi.
*Ah, kalbim soğuktan, yalnızlıktan, etrafımda kimselerin olmamasından nasıl da acıyor!
*Hayır. Asla, uykuya dalarken bile olsa artık beni hiçbir şey şaşırtamaz demeyeceğim böbürlenerek. Hayır. Bir yıl daha geçecek ve bu da geçen yıl gibi bir yığın sürprizle dolu olacak. Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.
*Akıllı insanlar mutluluğun sağlığa benzediğini çok önceden fark etmiştir; ama yıllar geçtikçe, geçmişte kalan mutluluğunuza ilişkin anılar, ah, anılar!..
Mesleğini yeni eline almış genç bir doktor, gittiği ücra bir kasabada karşılaştığı hastaları, onlar için verdiği çabaların anlatıldığı müthiş akıcı bir roman.
Sadece elimize aldığımız diplomanın bize her konuda sınırsız yetenek vermediğinin, tecrübe sayesinde insanın kendini geliştirebileceğinin anlatıldığı güzel bir eser olmuş. Öğrenmek yaşam boyudur. Süreklidir. Her an herkesten bir şeyler öğrenilebilir. Bazen bir büyüğünden olur bu, bazen bir hastandan olur bazen de bir öğrencinden olur. Kim bilir?
.
.
.
"Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş."
Genç Bir Doktorun Anıları
.
Puan:9,6
.
Konusu
.
Bir doktorun yıllar sonra mezun olduğu okuldan sonra gittiği küçük kasabada yaşadığı maceralar.
.
Benim Yorumum
.
Tıp ile ilgili insanların geri kafalılığı ile yaptığı ilk defa denediği şeylerin deneyimleri ve badem keşke olmasaydı dediği kısımlar ile çok güzel bir kitaptı ve eski zamanda modern
Genç Bir Doktorun Anıları
Bu kitap yeni mezun olmuş bir doktorun anılarını içeriyor. Bir hatırattan çok o dönemde ilgisini çeken ve kendisini etkileyen anıları kaleme almış diyebiliriz.Yazar burada bir kurgudan daha ziyade kendi hayatıyla alakalı bir hikayenimleme yapmış bu bariz bir şekilde ortaya çıkıyor.Çünkü Rus kökenli Ukraynalı yazar Kiev Üniversitesi Tıp
Tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktor, şehirde çoktan unutulmuş geleneklerin ve boş inançların hüküm sürdüğü uzak bir kasabaya gelir. Sene 1917. Düşünün eldeki imkanları. Bir yandan savaşın süregeldiği, bu kadar malzeme bolluğunun olmadığı, hastalara ulaşmak için at üstünde kötü hava koşulları içerisinde yolculuklar yapmayı, tecrübesi sadece staj bilgisine dayanan sorumlu tek doktorun hem cerrah hem diş hem çocuk hem kadın doğum hem dahiliye alanına bakmak zorunda olduğu... Zor doğum vakaları, bir değil iki insan canının size emanet olduğu.. Bunun yanında cahil, kendilerince yanlış yöntemler geliştiren hatta oldukça komik ve hayret edilecek yöntemler uygulayan insanlarla uğraşmak.
İlk defa Bulgakov okudum. Öyle akıcı bir kalemi var ki sağlıkçı olduğum için daha çok içine çekti beni bu kitap, okurken resmen yaşadım, gözümde canlandı her bir sahne. Bugünle kıyasladım. Nerden nereye dedim.. Belki de o zamanlarda doktorluk mesleğini bırakıp edebiyata yönelmesi kendi hayatı için yapabileceği en güzel şey olmuş. Diğer kitaplarını da merakla listeme ekledim. Kitabı okumanızı tavsiye ederim.
“Hayır. Asla, uykuya dalarken bile olsa artık beni hiçbir şey şaşırtamaz demeyeceğim böbürlenerek. Hayır. Bir yıl geçti, yeni bir yıl daha geçecek ve bu da geçen yıl gibi bir yığın sürprizle dolu olacak. Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.”