Bu kitap yerine ve yurduna yabancılaşmış; insanına,taşına toprağına karşı dahi yaban kalmış insanların kitabı ..
Kitabı okumaya başlamadan önce biraz önyargarlıydım kitaba karşı. “Ya benim çok tarzım değilki bu” gibi bahaneler üretmeye çalıştım ama sonra kendi kendimi susturup okumaya başladım. İyiki kendimi,içimde sürekli saçmalamakta olan sesi bastırıp bu kitaba başlamışım. Kitaptan inanılmaz bir zevk aldım diyebilirim. Savaş yıllarının anlatılması ve kitabın o dönemdeki Anadolu halkının halini,yaşadıklarını yansıtıyor olması daha cezbedici hale getirdi kitabı benim için. İçinde Mustafa Kemal adının geçiyor oluşu dahi aslında benim için mutluluk ve haz kaynağıydı. Mustafa Kemal isminin geçtiği her yerde (söylesem mi henüz karar veremedim) kitabı öpme isteği geldi içimden.
Bunları geçecek olursak eğer kitabın bazı noktalarında “yeter artık yahu hadi neler olacaksa olsun” gibi biraz sıkılmalara maruz kalmadım değil. Ama bu sıkılmalar çok normal, kitabın değerinden bir şey alıp götürmeyecek derecede yaşanan ufak tefek şeyler. Eğer okumayı düşünüyorsanız kesin okumanızı öneririm.
Herkesin içindeki yabancılaşmış,bulunduğu yerde “Yaban” kalmış yerlerine dokunacak bir kitap.
Ayrıca buradan -SPOİLER İÇERECEK- bir soru sormak istiyorum:
-Ah be Emine,bizim Yaban’a varsaydın olur muydu böyle şeyler ?