Perdenin arkasından büyük bir sepet taşıyan Sa'idli bir genç kız çıktı. Onu elli yaşlarında Sa'idli bir adam takip etti. İkisi de odanın ortasında durdu ve genç kız adama:
- Biz buraya niye geldik babacığım?
Adam kızın yüzüne bir tokat attı ve bağırarak: -Şerefimi lekelenmekten kurtarmak için.
Kız odayı çınlatan bir çığlık attı ve sepeti bıraktı. Yatağa doğru koştu. Adam kollarıyla kıza sarıldı. Babası acele olarak onu adamın kollarından kurtarmak için kızın arkasından Adamın göğsüne bir yumruk attı. O da ah deyip kollarını çekti. Babası kızını odanın ortasına doğru sürükledi ve onu yere firlattı. Bir hançer çıkardı. Kızın nefesi kesilene kadar hançeri sokup çıkardı. Sonra onu sepete gömdü ve başörtüsüyle de üzerini örttü. Baba rahatlamış bir hâlde mırıldanarak:
-Şimdi tekrar hayata döndüm.
Siyah elbiseli adam ona:
-Hayatını demir parmaklıklar arasında ya da idam sehpasında kaybedeceksin.
Baba hafife alarak:
- Ya!
-Sen ne zaman kanuna saygı göstereceksin?
-Defol!
Sepeti taşıyarak yatağa doğru gitti ve onu yatağın altına itti.
Yataktaki adam oflayıp poflayarak:
Sen ne barbar adamsın!
O da odanın ortasına dönerken alaycı bir ifadeyle:
- Senin gibiler nasıl oluyor da adamdan sayılıyor?
- Kızına nasıl kıydın?
-Şeref denen bir şey vardır.
-Aptallık da vardır.
Hançerini tekrar çıkardı ve şüpheyle:
- Sen onu niye savunuyorsun?
Fakat siyah elbiseli adam onun üzerine atılarak kolundan tuttu ve diğer tarafa itti.
Sayfa 120 - Şule yayınlarıKitabı okudu
" Gökyüzü olmak istiyorum," dedi genç adam.
Neden ? dedi genç kız.
Neden mi ? dedi genç adam.
" Senin tarafından bu kadar çok görülmeyi, izlenilmeyi merak ediyorum. "
Sayfa 125 - Dokuz Yayınları, Günnur, OğuzKitabı okudu
“Ölümün uğradığı bir eve, genç kız heyecanları uğramazdı kolay kolay. Ve henüz yeni olan bir ölümün kokusu, her şeye ve o evdeki herkese sonsuza kadar siniyordu. Bozuk bir ilaç kokusu gibi sarıyordu her yeri.”
Sayfa 128Kitabı okudu
