Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
 Eski devirlerin en kıymetli parası olan bir Osmanlı altını, toplam iki dirhem ve bir çekirdek ağırlığa sahiptir. Bu durumda süslenmiş kimselere, iki dirhem bir çekirdek yakıştırmasında bulunanlar, mecaz yoluyla onlara altın demiş olurlar ki bizce pek zarif bir nüktedir.
Beni güzel hatırla! Demiş bir şair... Güzel mısra.Farzet ki bir rüzgâr idim.
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
SEFİLE, Halit Ziya Uşaklıgil’in 1887 yılında ilk kaleme aldığı romanlardan biri ve 20’li yaşlarda yazmış olmasına rağmen kullandığı anlatım tarzı, akış oldukça etkileyici.. Tabii benim yazardan okuduğum ilk roman. Aslında yazarı tanımam Aşk-ı Memnu adlı dizi ile olmuştu. Daha sonrasında kitabı okumak çok istemiştim fakat olay örgüsünü bilice
Sefile
SefileHalid Ziya Uşaklıgil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022763 okunma
Bilmediğini düşündüğün gerçek kiminle ilgili? Eger bensem sor istediğini.. O ise affedeceksin belli ki. Öğrendiğinde bilmediğin şeyleri ne değişecek ki? Sadece alt üst olmakla kalacaksın oysaki. Yakın geçmişte öğrendin de Ne oldu gerçekleri. Koca bir yük olmaktan başka ne olacak ki. Ayrıca ne demiş Şems-i Tebrizi "Düzenim bozulur hayatım alt üst olur diye endişe etme nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını."
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
#OkudumBitti #KamelyalıKadın #AlexandereDumas #CanYayınları İki seven genç, birbiri için çarpan yürekler. Kadın kibar bir fahişe, erkek zengin olmasa da bilgili, görgülü bir aileden geliyor. Sevmeye, sevilmeye izin mi alacağız efendim, "evet" kim demiş onu? Tabii ki aile, konu komşu, falan filan. Offf yıldım ben elalem ne der cümlelerinden, bu kitaplarda da öyle gerçek hayatta da. Neymiş, kadın fahişe na mümkün sevilemez. Ama o da insan, yüreği var. Bir müsaade edin sevsinler yahu beraber olsunlar, size zararı ne? Olmazzzz sevemezler. Genç hukukçu Armand tesadüfen karşılaştığı Marguerite neredeyse ilk görüşte aşık olur. Peşine düşer, tanışır. Metres diye bilinen güzeller güzeli Marguerite, Paris'in opera, balo, tiyatrolarında arzı endam eder. Lüks bir hayat sürer. Bu hayatı ona zengin erkekler sağlar. Bir zaman sonra Armand 'a gönlü düşer. Öyle ki onsuz nefes alamaz. Aşkı için tüm olanaklarından vazgeçen genç kız, sevdiceğiyle bir kır evine taşınır ömrünü onunla geçirmek ister. İster de işler yolunda gitmez. Hepi topu altı ay birlikte yaşarlar. Armand'ın iyiliği için ondan ayrılmak zorunda kalır. Sevdiğinden ayrı düşen kadının hızla sağlığı bozulur. İki gencin aşkına tanıklık ederken zamanın Fransa' sınıda tanıyoruz. Yazarın yirmili yaşlarda yazdığı kitap oldukça etkileyici. Okumanızı tavsiye ederim, ben çok severek okudum. Kitapla kalın sevgili dostlar
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Can Yayınları · 202217,6bin okunma
Angela Merkel'e sormuşlar bir gün, niye hep aynı kıyafeti giyiniyorsunuz diye. Ben manken değilim ki, benim işim Almanya ya hizmet etmek Almanya yi zenginleştirmek, demiş.
Bırak
Bırak
Reklam
Kahkahayla başlıyorum :)
Rivayet o ki; Tanrı, Âdem’den önce Havva’yı yaratmış. Havva bir süre gezmiş, tozmuş... Ve en sonunda canı sıkkın bir halde Tanrı’nın huzuruna çıkmış. “Ey yüce Tanrım,” demiş. “Ben tek başıma çok sıkıldım . Birisiyle muhabbet etmek istiyorum .” Tanrı da, “Tamam!” diye seslenmiş ve devam etmiş: “Senin istediğin gibi olsun. Sana bir eş göndereceğim. Ama peşinen de çok önemli bir tavsiyede bulunacağım. Şayet gelecekte başın ağrımasın istiyorsan, onu, kendisinin senden daha önce yaratıldığına inandıracaksın. Bunu başarırsan ömrün boyunca mutlu olursun. Yok eğer, ona ilk önce senin yaratıldığını hissettirirsen ölene dek mutsuz biri olur­sun ...”
Önce Kaliteli İnsan, Sonra Kaliteli İş, Gerisi Gelir…
Muhterem dostlar “Ekmeden biçmek!” diye bir söz var. Ne ekersen onu biçersin! Ekmediysen ne biçeceksin! Maalesef insanımız çalışmıyor, okumuyor. Birinci yaşanmış hikâye Köyde çalışırken 3”- 4 kişi bir arkadaşın buğday tarlasına çalışmaya gitmiştik. Biçilen buğdayları toplayıp traktörle harmana getiriyorduk. Hava çok sıcaktı. Baktım arkadaşlar
öyle güzelsin ki kuş koyayım yoluna demiş bir çocuk
Reklam
_ Kadın öyle bir şeydir ki, sen onu ne kadar incelersen incele, hep yepyenidir. _ O zaman en iyisi incelememek. _Hayır. Bir matematikçi, zevk, gerçeği ortaya çıkarmakta değil, onu aramaktadır, demiş.
Ne dediysek o. ..
İnsan haklı olduğuna bile sevinemiyor bazen. Değdi mi diye sormak yerine, üstelik değmeyeceğini bile bile sırf lades demiş olmak için gerekçe savunmasına girip, haklılık iddiasında bulunulan inatlaşma kişiye ne kazandırır ki!!!. ..
Aşk ve delilik
Bir gün tüm duygularımız bir körebe oynuyormuş. İşte mutluluk, aşk, kin, nefret, merhamet, sevgi, yalan, delilik aklına ne geliyorsa. Tabiki bizim gözlerimiz kapalı. Sevgi bir ağaca gitmiş. Nefret farklı yere. Yalan dağa gidiyroum demiş, suya kaçmış. Delilik ortada geziyormuş. Sonra bir gül açılmış ve gül aşkı çağırmış. Gel bana sığın sen çok güzelsin demiş. Gülün içine sığınmış ve gül bir anda kıpkırmızı olmuş. Sonra gözler açılmış tüm her şeyi bulurken, delilik elinde bir sopa ile aşk burada diyip gülün üzerine vurmuş. Veee aşkın bir gözü kör olmuş. Aşk demiş ki sen benim gözümü kör ettin ne yaptın bana demiş. Delilikte özür dilerim ben bundan sonra senin yanındayım demiş. Her zaman bir kolunda olacağım demiş. Yani gözü kör olmuş aşığın yanında her zaman delilik vardır. Ve aşk her zaman kördür. Delilik onu yönlendirir ve aşık olur..
Bu erkekler de ne istediğini bilmiyor
Kadını yaratmış ve onu erkeğe sunmuş. Üç gün sonra erkek, Tanrı'ya gelip söyle demiş: "Bana verdiğin bu kadın durmadan konuşuyor, beni hiç rahat bırakmıyor, sürekli ilgi istiyor. bütün vaktimi alıyor, her şeye ağlıyor, hiçbir iş de yapmıyor. Onu geri almanı istiyorum." Tanrı bunun üzerine kadını geri almış. Ama çok geçmeden erkek geri gelmiş ve demiş ki: "O şarkı söyleyip dans ederdi, göz ucuyla beni izlerdi, oyun oynamayı çok severdi, korktuğunda bana sarılırdı, gülüşü müzik gibiydi, onu seyretmek çok hoştu. Onu bana geri ver." Böylece Tanrı kadını erkeğe geri vermiş. Ama üç gün sonra erkek yine kadını geri getirmiş ve Tanrı'dan onu almasını istemiş. "Olmaz" demiş Tanrı "Ne onunla ne de onsuz yaşıyorsun. Elinden geldiği kadar idare etmeye bak."
Sayfa 21 - Doğan KitapKitabı okuyor
Bir nevi “Buda Geçer Ya Hüü”
Bir de şey hikâyesi var hani, Iran sahı mı Hint imparatoru mu ne işte, Asya'da bir yerlerde biri sadrazamına demiş ki, "Bana kederli olduğumda sevineceğim, sevinçli olduğumda kederleneceğim bir cümle yaz." Sadrazam da şey yazmış Işte: "Bu vakit geçip gidecek.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.