Hz. Mevlana zamanında adamın birinin sürekli tavukları çalınıyormuş, bir değil beş değil adam artık bıkmış elinde neredeyse tavuk kalmayacak duruma gelmiş, çalınan yerine aldıkları da çalınıyormuş. Canına tak demiş Hz. Mevlana ‘dan yardım ve akıl istemeye karar vermiş.
"Hocam benim tavukları çalan komşulardan biri ama hangisi bilmiyorum ne olur bana yardım et"
Hz. Mevlana "şimdi git bütün komşularına hocamız hepimizi sabah namazına bekliyor de" demiş, Tavukları sürekli çalınan adam tüm komşularına haberi iletmiş. Sabah olmuş bütün ahali sabah namazına gelmiş, namazlar kılınmış şimdi sıra vaaz vermede.
Cemaat büyük bir ilgi ve merak ile hocayı dinlemeye başlamış, hoca şuradan, buradan derken..
Hz. Mevlana "Kardeşlerim..!! Hırsızlık çok kötü bir alışkanlıktır, öyle adamlar var ki komşusunun tavuğunu çalar, keser, yolar, bir de utanmadan çaldığı tavuğun tüyü ile camiye gelir" deyince.
Camiye namaz kılmaya gelen adamlardan birisi hemen elini başına götürüp silkelemeye başlayınca hırsız ortaya çıkmış.. Sorgu, sual, dayak başlamış hırsız böylece yakalanmış.
Şimdi böyle bir vaaz verilmeye kalksa hocalar ne çok insan elini başının üzerine götürür değil mi..? Hırsızlık yapan, devlet malı yiyen ve çalan dese hele..