"kafka’nın değişim eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki, intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki, yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz?
kaç kişi sanat adı altında mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? kız çığlıklar içinde kaçarken mozart onun peşinde koşuyordu. üstü
Bir ağaç için bunca acıya, bunca yıkıma değer miydi dediler. Şair ne demişti? “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine.” İşte o ağaç hürriyeti simgeliyordu. Gezi Parkı özgürlükleri simgeliyordu. Toplumun duyarlı insanlarının hiç sayılması, yok sayılması sonrası onların onayı alınmadan Gezi Parkı’nın yıkılmasına razı gelmediler. O parkın insanlarda acı tatlı anıları vardı, anılarının yok edilmesine izin vermediler. Gencecik fidanlar toprağa verildi. Bu çocuklar okuyacak, bu ülke için askerlik yapacak, evlenip aile kurup yeni nesiller yetiştirecekti. Çocuğumu terletmesin diye tişörtünün etiketini kesen anneler onları sonsuza kadar kaybetmenin acısını yaşadı. Bir hırs uğruna bunca acının yaşanmasına değdi mi?
Enbiyâ Sûresi / 16.Ayet
16. Biz göğü, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri oyun oynamak üzere (ve eğlencelik olsun diye) yaratmadık.2
Merhum şair Necip Fâzıl şöyle demişti: “Otuz yıldır saatim işlemiş ben durmuşum / Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.”
-insan nasıl unutur
-ya duvardaki mısralar ne demişti serseri şair
-hâlâ ezberimdedir
‘kişi’ demişti
‘kendi arzusuyla terk-i diyar etmez
sebepsiz gurbetin kahrını kimse ihtiyar etmez’