Marx’ın da saptadığı gibi, günümüzün sorunu, insanların ihtiyaçlarını ihmâl eden, onların ekonomik ve kişisel temellerini ayaklarının altından çeken küreselleşmedir.
Çocukken hepimiz anne-babalarımız tarafından reddedilmenin yarattığı erken terörle -farklı derecelerle olmakla birlikte- boğuştuk. Hiçbir çocuk anne-babası tarafından istenmediği ve varlığının kabul edilmediği duygusu içinde yaşayamaz.
🎶
Biz bu toprağın neresindeyiz
Hainiz mürteciyiz biz neyiz
Gericiyiz yobazız hepimiz
Çağdaş olamamış beyinleriz
****
Sakalımız orta çağ sakalı
Geri kaldık başörtü takalı
Elalem uzayda fiyakalı
Bize kalır bir sıfır yakalı
****
Biz olmasak da olur ahali
Katledilsek de yoktur vebali
Kılıç Ali, topal ve kel Ali
Kese kese bitirmedi gayri
****
Cahiliz biz aydın olamayız
Küresel dünyayı anlamayız
Dik başlı çağa kalmayız
Biz zalimler için yaşamayız
****
Çağı zıplamanın kuralları
Demokrasi ve insan hakları
Avrupa birliği natoları
Aşar biz geri kafalıları
Mücadele etmemiz gereken ve edebileceğimiz asıl düşman, yalnızca kâr ve rekabete yönelik öncelikler yüzünden toplumsal bağlarım kopartılması olgusudur.
Başkalarına yardım için riski göze aldıran iki şey özsaygı ve duygudaşlıktır. “İnsan sabah aynada kendi yüzüne bakabilmeli.” İnsan olmanın gerçek kaynakları buradadır.
1938 sonbaharıydı. Andre on iki yaşındaydı ve anne-babasıyla birlikte Almanya'nın kuzeyindeki bir kasabada yaşıyordu. Bir akşam, katıldığı bir Hitler Gençliği toplantısından sonra eve döndü. Babasına ses lenerek, "Toplantıda bize yarın Yahudi dükkanlarını taşlayacağımızı söylediler. Benim de katılmam gerekir mi?" diye sordu. Babası ona düşünceli bir ifadeyle baktı: "Sen ne düşünüyorsun peki?" "Bilmiyorum. Aslında Yahudilere karşı değilim, onları tanımıyorum bile. Ama herkes taş atmaya gidecek. Ben ne yapmalıyım?" Konuşmaları bu şekilde devam etti. Sonunda Andre şunla rı söyledi: "Anladım. Kararımı kendim vereyim istiyorsun. Biraz dolaşmaya çıkacağım, geri döndüğümde de kararımı sana söyleyeceğim." Andre kısa bir süre sonra dönerek masanın başında oturan anne-babasına katıldı. ''Kararımı verdim, ama bu karar sizi de ilgilendiriyor." ''Nasıl yani?" "Yahudi dükkanlarını taşlamamaya karar verdim, ama yarın herkes, X'in oğlu Andre bize katılma dı, taş atmak istemedi, diyecek. Sonra da sana karşı bir şeyler yapacaklar. O zaman ne yapacaksın?"
Babasının iç geçirişinde rahatlamanın yanı sıra gurur hissediliyordu: "Sen dolaşırken annenle ben de konuşup şöyle düşündük: Eğer taşlamaya katılsaydın buna karşı çıkmayacaktık, çünkü kararı senin vermeni biz is temiştik. Ama taşlamayı reddetmen halinde Almanya'yı terk edecektik." Ettiler de.