Signa'nın, bu konuyu nasıl açacağı konusunda hiçbir fikri yoktu.
"Günaydın, Blythe.Ben babanı hücresinde ziyaret etmek için güçlerimi kullanan bir Azrail'im.Baban, amcanı araştırmamı önerdi.Aileni parçalama görevimde bana katılmak ister misin?"
Sevmek, ıstıraplı bir yolculuktur. Sevmemekse huzurlu bir hayat. Lakin sevmeden geçen bir hayatın sonunda mutlu son bulamazsın. Mutlu sonlar yalnızca sevdaya düşenlerin payına düşen bir sondur... Sevmek, illa ki bir başkasını sevmek de değildir. İnsan çiçeği de sever, hayvanı da, kitabı da, mesleğini de... Kendini de... Mutlu olmak için sevecek bir şeyler bulmak lazım bu hayatta. Hiçbirini beceremiyorsan da kendini sevmeyi denemek lazım. Çünkü kendini sevemeyen insan, başka hiçbir şeyi sevmeyi beceremez...
Mutlu olmak için sevecek bir şeyler bulmak lazım bu hayatta. Hiçbirini beceremiyorsan da kendini sevmeyi denemek lazım. Çünkü kendini sevmeyen insan, başka hiçbir şeyi sevmeyi beceremez.
Kağıtları yarım bırakmamak lazım
Yazmalı içinden geçenleri
ne varsa onlara
Aşkları acılar ı ya da bir takım
saçma sapan şeyleri hayal kırıkları adı altında.
doldurmalı bunlarla o boşlukları
Değdi mi bir kağıda mürekkebin lekesi
bundan bir öykü çıkmasa da deneme çıkarır
iç den gelerek bizi soyut bir dünyaya götüren.
İnsan ruhunu dinlendirir
İşte bugüne kadar peşinde koştuğum 'saadeť kelimesi de bunlardan biri hem de bana izahı en mübrem geleni idi. Hikâyeler, romanlar, şiirler, saadeti aramam, hattâ aramadan bulmam lazım geldiğini adeta talim ediyorlardı. Arada bu kelimenin zevkten, dünya nimetlerinden, insan tabiatırın bir özgörürlüğünden ibaret olduğunu söyleyen kitaplar da vardı. Bir üçüncü izah da böyle bir kelimenin birçok kelimeler gibi uydurma bir kelime olduğunu, yaşamanın onunla, uydurma bir kelime olduğu için, hiçbir ilgisi bulunmadığını, onsuz da başı onu olmayan bir dünya içinde riyasız ve kıymetsiz, hiç olmazsa aldatılmış olmadan yaşanabileceğini söyleyenler de vardı.
Bu üçüncü kısım kitapları daha çok beğendim. Beğendim ama birinci kısımdakilerini, denemek daha bir kolayıma geldi. Belki de böyle bir şey vardı. İkinci ve üçüncü anlamlı kitapların bir de denemeye dayanmadıklarını, denemeye dayananlarının hususi yaradılışlı birtakım insanlara bir huzur sağladıklarını sandım.
Sayfa 82 - Yapı Kredi Yayınları; 24. baskı: İstanbul, Ocak 2010 (Kayıp Aranıyor adıyla)Kitabı okudu