EMILE ZOLA
Flaubert'in hafif duygulu gerçekçiliğini Zola'nın doğalcılığı izler. Emile Zola, halkı, halk yaşamını tüm girdisi çıktısıyla romana getiren ilk romancıdır. Bu yüzden yapıtları tarihsel belge niteliği taşır. Balzac'ın romanları gibi onun romanları da toplumsal ve iktisadi yaşamla ilgili doğruların araştırılması için değerli bir kaynaktır. Halk insanı sorunlarıyla, açmazlarıyla, gülünçlü ve acıklı yanlarıyla, her şeyiyle yerleşmiştir onun romanlarına. Bir halk insanı olan Zola, çalışma alanı olarak, gözlem ve deney alanı olarak, yoksul insanlar kesimini, gelişen sanayi düzeniyle bunalmış insanlar kesimini seçmiştir. Zola sanayi devriminin getirdiği tüm bunalımları görebilmiştir, bu bunalımları en alt kesimde, acılı görünümler altında doğrudan doğruya yaşamış ya da paylaşmıştır. Balzac'da sarsılan burjuva sınıfının açmazları, Flaubert'de bu sınıfın değişim istekleri, Zola'da yalnızca halk insanının acıları vardır.
Sayfa 549 - İnsancıl Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
Einstein, Kuramın gözlem sonuçlarından imal değil, icat edilebileceği söyler
Bir yaratma mantığı, güzel sanatlarda ne kadar olanaksızsa, bilimlerde de o kadar olanaksızdır. Benim görüşüm, her bulgunun usdışı bir öğe'yi ya da Bergsoncu anlamda "yaratıcı bir sezgi'yi içinde taşıdığını söylemekle dile getirilebilir." Benzer bir biçimde, Einstein da, «Kendilerinden salt tümdengelimle dünyanın bir betimlemesinin elde edilebileceği... yüksek derecede evrensel yasalar»ı arayışın sözünü ederken, «Bu yasalara götüren mantıksal bir yol yoktur» demektedir, «Bunlara deney konularına duyulan zihinsel sevgi (Einfiihlung) gibi bir şeye dayanan sezgiyle erişilebilir.>> Einstein « kuramın gözlem sonuçlarından imal edilemeyeceği, ancak icat edilebileceği» konusunda Popper'le aynı fikirde olduğunu apaçık söylemektedir.
Sayfa 30 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Bizde Akıldan başka bir yeti veya özellik vardır.
Doğadaki bütün diğer varlıklarla paylaştığımız bu ye­ti, mükemmel olana karşı duyduğumuz arzu, aşktır. Böylece bilgisi bize kapa­lı olan varlığın sırrını aşk sayesinde hissedip yaşayabiliriz. Varlığı bilmeyebi­liriz, ama o olabiliriz. İslam mistiklerinin dediği gibi 'kal' (söz) olmaktan 'hal' (yaşantı, deney) olmaya geçebiliriz.
Sayfa 215 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okudu
Bir insan kendi öz çocuğu üzerinde deney yapabilir mi?
Sayfa 210Kitabı okudu
"Çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkûm edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olmazdı."
Zihinsel Korku
İdam cezasına mahkûm olan bir adam, kendisiyle bir deneyin yapılmasına razı olur. Adama, deneyin sonuna kadar dayanabilirse serbest bırakılacağı söylenir. İdam mahkûmu buna razı olur. Deneyin iddiası, bir insanın ne kadar kan kaybederse kaybetsin, hâlâ hayatta kalabileceğidir. Mahkûmun bacağından açılan çok küçük bir kesikten, görünüşte kanın damlamasını sağlarlar. Acılan kesik oldukça küçüktür ve akan kan, neredeyse yok gibidir. Oda karartılmıstır. Mahkûm, özel olarak hazırlanmış olan damlama sesinin, gerçekte kendi bacağından damlayan kan olduğunu zannetmektedir. Bi deneyden sonra, ertesi sabah adamın zihinsel korkudan dolayı öldüğü ortaya çıkmıştır.
Sayfa 19 - Siyah Beyaz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.