Yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatı olamazdı.
Sayfa 461Kitabı okudu
“Bana öyle geliyor ki, ben çocukluğumda, birçok basit ve silik kişilerin, tıpkı arılar gibi, yaşam üzerindeki deney ve düşüncelerinin balını getirip bıraktığı bir kovan gibiyim. Bunlardan her biri ve herkes kendi tarzına göre, ruhumu cömertçesine zenginleştiriyordu. Bu bal gerçi çoğu defa kirli ve acıydı, ama ne de olsa bilginin her türlüsü değerli bir ganimetti .”
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Saat bire çeyrek vardı. Okulun fizik laboratuvarındaki deney masası üzerinde yürütülen uzun ve başarısız deneylerden sonra, gerilim dolu an gelip çatmış, deney lambasının renksiz alevinde zümrüt yeşili, hoş bir ışık belirmişti. Öğretmen, böylece aleve yeşil bir renk verecek kimyasal bileşimi gerçekleştirmiş oluyordu. Başarısını kanıtlayan bir işaretti bu. Dediğim gibi, saat bire çeyrek kala, işte bu anlı şanlı başarı anının tam ortasında...
İnsanlar masallara, uydurulmuş hikayelere bayılırlardı. Gözlerini kör edecek şeyler onları mutlu ediyordu... İnsanlığın körlüğünün sınırlarını son noktaya dek zorlayacaktım! Bu körlükten istifade ederek mutlak bir kudrete sahip olacak, müthiş bir ayrıcalık elde edecektim! Bunu da muhteşem bir masal uydurarak sağlayacaktım. Hakikati öyle bir tahrip edecektim ki torunlarımın torunları dahi bundan bahsedeceklerdi. İnsanlar üzerinde devasa bir deney gerçekleştirecektim!
Sayfa 172Kitabı okudu
Yaşam deneyler bütünüdür. Ne kadar çok deney yaparsanız, sizin için o kadar iyi.
" Elektrik akışkanı" ya da "elektrik ateşi" dediği şeyin bütün maddelere nüfuz ettiği fikrini ilk ortaya atan Benjamin Franklin'di. -diplomat , devlet adamı , editör , siyaset felsefecisi , çift odaklı gözlüklerin , yüzme paletinin , kilometre sayacının ve Franklin sobasının mücidi.- Diğer doğa felsefecilerinin deney sonuçlarına bir açıklama getiriyor gibi göründüğünden , bu kuram gayet ikna edici bulundu. Örneğin İngiliz Stephen Gray elektriğin metal telle uzun mesafelere iletilebileceğini göstermişti , dolayısıyla genellikle görünmeyen bir akışkan ya da ateş (ne de olsa kıvılcımlar ateşe benzer) çok mantıklıydı.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Birden kavrıyorum gerçeği: Bu adam yakında ölecek. bunu bildiği besbelli, aynaya bakması yeter. Her gün ölüsüne biraz daha benziyor. Deney dedikleri bu işte. Deneylerin ölüm koktuğunu sık sık düşünmem de bu yüzdendir; onların son savunmasıdır bu.
Sayfa 110Kitabı okudu
''19. yy boyunca birçok cerrah bir hayvan üzerinde operasyon yapmadan önce alışılmış bir biçimde ses tellerini kestiler. Bunu deney sırasında hayvan ses çıkarmasın diye yaptılar. Deneyi yapanlar ses tellerini keserek aynı zamanda gerçeği yadsıdılar (sessiz bir hayvanın acı çekmediğini varsaydılar ve bunu kendileri doğruluğunu kabul ettikleri bilgileriyle doğruladılar. Hayvanın çığlıkları onlara zaten bildikleri şeyi karşılarındaki yaratığın bilinçli hisseden ve operasyon sırasında eziyet edilmiş bir varlık olduğunu anlatacaktı.'' Susuyor olmam acı çekmediğim anlamına gelmez...
Hareket noktam çoğunlukla ‘yaşam’dır. Yaşam’dan aldığım ‘deney’ ve 'etkilenim’leri, düşüncelerim ve inançlarımla emiştirerek yazmaya yönelirim.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.