Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge olmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir ama bu, budalalık olur. Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı da gerektirir. Pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi, çabalamak gibi… Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın, yaşlı ve şişman kadınların. Bakın bana! Ben elimdekilerle mutlu olmayı çok iyi bilen biriyim.
"Denge madde lehine bozulunca insanın nefsi,mana lehine bozulunca da ruhu öne çıkıyor,biri diğerini bastırıyor Can Yunus!"dedi elimi tutarak,sonra devam etti,"Bazı insanlar maddeye çok düşkünlük gösterdiklerinde manadan uzaklaşıyor,bazıları da maddeyi önemsiz bulduklarında veya sahip olamadıklarında mana kapısını aralıyorlar.Sen ve ben Can Yunus,sen ve ben,kader defterinde inşallah mana kapısına yazılmış olalım!"
Reklam
YÜRÜMEK BILE ZOR! Evrim teorisini, üç aşagi beş yukari biliyorsunuz. Insanoglu dört ayak yatay pozisyonda hareket ederken, yavaş ya^ vaş iki ayakli olmuş. Yani dikey yaşamaya başlamiş. Çok güzel. Insaniz, zekiyiz, farkliyiz, diger kiytirik yaratiklar ya' tay gezerken biz dimdik yürüyelim falan da... Fizige aykiri! Olmuyor işte, oluyor mu? Ikide bir düşüyorsun. Hiç yürürken aniden tökezleyen, kafa üstü düşen kedi gördün mü?! Halbuki, mesela ben, düz yolda düşerim! Neden? Denge! Ufacik iki ayak, koca vücudu taşiyamiyor! Hayir, masalar bile durdugu yerde dört ayakli! Nedir bizdeki bu kendine güven? Sonra, tabii, eve gelir gelmez, özüne dönüp yatay duruma ge-çiyorsun. Ayak uzatmali sandalyeler, dev kanepeler, uzaktan kumanda. Zannediyoruz ki tembellikten. Hayir. Yatay duruma, yani tabii halimize geçmeye ve orada mümkün oldugu kadar kalmaya çalişiyoruz! Ayakta durmak ve yürümek çok zor. Ayrica da bunun, rahatina düşkün olmakla hiç alakasi yok. Biz hâlâ evrimi tamamlamaya çalişiyoruz!
Sayfa 138Kitabı okudu
İnsanlığın her zaman varlığını sürdüren bir durumu olarak “burjuvalık", bir denge sağlama, insan davranışındaki sayısız aşırı uçlar ve karşıt çiftler arasında dengeli bir orta yolu ele geçirme çabasından başka şey değildir. Bu karşıt çiftlerden birini, örneğin bir ermişle zevkperest bir kişiyi ele alırsak, benzetimiz daha iyi anlaşılacaktır. İnsan, kendini tümüyle manevi değerlere, Tanrıya yaklaşma çabasına, ermişlik idealine adama olanağına sahiptir. Bunun tersine, kendini tümüyle içgüdüsel yaşama, duygularının isteklerine teslim edip çabasını anlık bazların kazanımına yöneltme olanağıyla da donatılmıştır. Birinci yol ermişliğe, manevi şehitliğe, Tanrı uğruna kendini feda etmeye; ikinci yol ise zevkperestliğe, içgüdüler uğruna canını vermeye, çürüyüp kokuşmalar uğruna kendini gözden çıkarmaya götürür kişiyi. îşte orta sınıf insanı bu ikisi arasındaki ılıman iklimde yaşamaya çalışır. Asla kendini gözden çıkarmaz, ne çilekeşliğe ne de zevkperestliğe adar kendini, asla canını vermeye kalkmaz, asla yok olmayı istemez. Tersine, onun ideali nefsinden el çekmek değil, ben'ini ayakta tutmaktır, ne ermişlik ne de onun karşıtı uğrunda çaba harcar.
Sayfa 50 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Duygu sürecinin biyo-fizyolojik boyutuna yapılacak bir müdahale, biyo-fizyolojik düzlemde bir denge yaratabilecek, ancak bu bireyin inanç ve yorum sistemlerini daha dengeli kılmaya yetmeyecektir
Ölülerin Sözcüsü
Önemli bir haham pazar yerinde bir şeyler öğretiyordu. O sabah bir koca, karısının zina yaptığına dair kanıtlar bulmuştu; kalabalık, kadını öldürene kadar taşlamak için pazar yerine götürüyordu. (Bu hikayenin benzer bir versiyonu daha var ama arkadaşım, bir Ölülerin Sözcüsü, aynı olayla karşılaşan iki Hahamdan daha bahsetti. Size anlatacaklarım
Sayfa 339 - 6:45 _ 2015Kitabı okudu
Reklam
Zira beden de bir binadır.Merkezinde denge ve ahenk var.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.