Babamın gözyaşları deniz kokuyor. Peki ama deniz bu kadar güzelken babamın gözyaşları neden bu kadar can yakıcı?
Sayfa 75 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Tam kapıyı kapatmak üzereyken tuzlu deniz kokusunu aldım. Gözyaşları. Babamın gözyaşları deniz kokuyor. Peki ama deniz bu kadar güzelken babamın gözyaşları neden bu kadar can yakıcı?
Reklam
"...hiçbir şeyi beğenmeyen, her şeye dudak büken şu beyefendilerin burada, gündelik hayatın telaşesi içinde ne işleri vardı? Nasıl çıldırmıyorlardı? Nasıl hiçbir şey olmamış gibi yaşıyorlardı? Biz deniz üzerinde günlerdir her şeyden habersizdik. Oysa onlar biliyorlardı. Biliyorlarsa nasıl dayanıyorlardı? Yoksa İstanbul'un yine kadirbilmezliği mi tutmuştu?"
Sayfa 207 - TimaşKitabı okuyor
Babamın gözyaşları deniz kokuyor. Peki ama deniz bu kadar güzelken babamın gözyaşları neden bu kadar can yakıcı?
Ne söyleyebiliriz yarın bir taş konuşmak isterse? Bir portakal ağacı saçını başını yolarak Yollara düşerse birden? Çiçekler ölülerin yüreklerinde büyür Toprak öyle çok ölüyle dolar ve Deniz, bir ölü yıkayıcısı olarak vurursa kıyılara? Fundalıkların dibinde biriken kireç Suların saçlarındaki yakamoz duvak Sorarsa, sorarsa yineleyerek: Neden? Benim ne işim vardı, insanların tarihinde? Yerde sürüklenen ölü, gazetede bir resim Çiçekler götürüyoruz sevgililerimize Senin yattığın topraktan koparılmış Bir yaz günü, geceyarısı uyanıp Bir bardak su içiyoruz musluktan O su, senin damarlarından geçerek gelmiş Kimse düşünmüyor beyninle yüreğinin Arasında durduğunu dünyanın ekseninin... İşte o zaman bir suç çağrışımı oluyor yaşamak Dünya özür dileyecek senden bir gün Biliyorum, tarih orda başlayacak... Yere sürüklenen ölü, göğe kıvrılan bıçak Yüzün, dünyaya yakılan ağıtların önsözü olacak...
Bu benim çocukluğum, sapsarı bahçemizin ardındaki mavi
Bahçede bir mimoza ağacı var. Az ötede deniz ve neşeli eğlenceli kalabalıklar ağacın altında daha çok kendi içime kapanıyor bir mimoza ağacı ütopyasına dalıyorum
Reklam
Ne diye inerler korkunç deniz diplerine? Dokuz bin metrelik dağların tepelerine çıkarlar? Dünyaya sığmazlar da, yıldızlara ulaşmaya kalkışırlar? Ne demeye öldürür insanlar birbirini? Düşündünüz mü hiç?
...rastlamadigim meşhur rüzgarı nihayet koptu. Canım, deniz geliyor. Rüzgarlarıni, yağmurlarını, fırtınalarıni, renklerini, kokularını, dalgalarını, ufuklarını, sonbaharlarini toplamış geliyor.
Sayfa 533Kitabı okudu
Ceviz Ağacı
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril. Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var, Yüz bin elle dokunurum sana, Istanbul’a. Yapraklarım gözlerimdir.Şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, Istanbul’u. Yüz bin yürek gibi çarpar çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında Nazım Hikmet
Çok Sevilen Alıntılarda Bu gün;
Hacızadə15》
Hacızadə15》
"Nə edirsən et, peşman öləcəksən. Bəlkə etdiklərinə görə, bəlkə də etmədiklərinə görə."
Ölü Evdən Qeydlər
Ölü Evdən Qeydlər
@Muhippp "Mezardakilerin pişman olduğu şeyler için, dünyadakiler bir birini yiyor."
İnsanlar Uyurlar, Ölünce Uyanırlar
İnsanlar Uyurlar, Ölünce Uyanırlar
Xəzər
Xəzər
"O
Reklam
Bir ara deniz üstü güneşin batmaya hazırlandığı tarafta kurşuni bulutlar bıçakla kesilmiş gibi incecik bir çizgiyle ikiye ayrılıyor.
Sayfa 420Kitabı okudu
...her anını adım adım izlediğim deniz.
Sayfa 419Kitabı okudu
...gri bulutlar ona ve dağları a bakıyorum. Hangi fırtınaya rastlamışım?Bu deniz benim denizim.
Sayfa 419Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.