Boş ver dedim, arsızdım.Dağıtmazsam toparlayamazdım.Dağıtmaya çalıştığım tarafım, dipte bir yerlerde, sislerin arasına gizlenmiş bir deniz feneri gibi uzak ve basur gibi sinsice, sessiz sedasız çakıp dönüyordu.Çok uğraşmış, ''bırak yakamı'' demiş vazgeçirmeye çalışmış başaramamıştım.''Öyleyse gel'' dedim.Gel beraber takılalım aldım alnıma sardım çıktım güneşe.Birbirimizi idare etmeliydik.Kapışmanın, karşılaşmanın, yüz yüze gelmenin, tersyüz etmenin, her neyse her konunun kendine göre bir kum saati, vadesi vardı.
Eylül ki, sorabilir mi
Hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul
Bir asfaltın kuru sıcak soğuğundayız
Oysa bir deniz feneri mevsimsiz ölür baylar.