Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nihan.

nihan.
@derdoyum
Tıp Fakültesi 3/6
1 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
şubat - 4. bölüm
duble: benim abimden başka kimsem yok arif komiser: aziz bey var bir de? duble: (kendi kendine) lan ben dedim hançeri göğsüne saplayın onun diye. pişman olacaksınız dedim sana. arif komiser: aziz bey olmasa sen burada olmazdın. duble: aziz bey olmasa hiçbirimiz olmazdık armalı. davut olmazdı, ibrahim olmazdı.
Reklam
şubat - 4. bölüm
duble: oğlum, illa öleceksen aşk için öleceksin.
şubat - 4. bölüm
duble I: bana ihanet etti. beni bırakıp gitti. ben onun yoluna toprak oldum, o beni ezip geçti. duble II: lan oğlum kendine gel kendine. kendine gel. hatırla kendini. kaç kişi senin gözüne bakıyor lan? duble I: çok kişi. duble II: çok kişi. o kadar adam senin lafına bakarak yan yana uyuduğu arkadaşını canlı canlı toprağın altına gömmedi mi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
şubat - 4. bölüm giriş sahnesi (aziz bey)
anlamı aşktan daha ince bir şey yoktur. o yüzden de açıklanamaz, kontrol edilemez, karşı durulamaz, yön verilemez. aşığın derisi yüzülmüş gibidir. tahammül ülkesi yıkılmıştır. paramparça olmuştur. "ben aşkından kendini öldürenleri anlıyorum haluk, anlıyorum onları." (polis filminden alıntı) halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti? ama aşık kendi kendinin şahididir. ve aşık her zaman uzakta ve tek başına kalmaya mahkumdur çünkü vuslat varsa aşk yoktur.
şubat - 3. bölüm
şubat: kötülük etmek için kötü olmak gerekmez ki. haberler ne yaptığını anlamadı, aziz bey öyle söylerdi. kalbin kör olursa hiçbir şeyi göremezsin, kötülük yaptığını da göremezsin.
Reklam
şubat - 3. bölüm
aziz bey'in şubat'a gönderdiği not: derin bir kuyunun ortasında yapayalnız duruyordun. sonra günlerden beri beklediğin o ışığı gördün. kuyudan çıktığın o anı düşün ve sabretmeye devam et. unutma; biz iyiliği kötülerden, hayatı ölümden öğrendik. bunu hatırla ve o ipe yeniden sarıl. o kuyudan çıkacaksın ve ışığı yeniden göreceksin.
şubat - 3. bölüm giriş sahnesi (aziz bey)
hayatlarımız çoğu zaman uzun bir uyku gibi geçer. ancak eninde sonunda uyanmanız gereken bir zaman gelir. bazen bir kâbusa uyanırız. o kâbus hakikatin ta kendisidir. çoğu kez hiç uyanmasaydım deriz. ama sonuç ne olursa olsun o derin uykuda kalmak kendi cehenneminin duvarlarını örmektir. çünkü cehennem acı çektiğimiz yer değildir, acı çektiğimizi kimsenin duymadığı yerdir. haykırırsın, kimse duymaz. uyanmak istersin, uyanamazsın. inkâr etmeden ya da aklını yitirmeden gerçekle yüzleşecek cesaretin yoktur. ama bir gün, biri çıkar ve hakikate uyanman için seni alır. onun kim olduğunu hiç bir önemi yoktur. sen uyandığında o hâlâ orada olacaktır. hadi gözlerini aç, gözlerini aç. herkesin yeni rüyalar görmeye hakkı vardır.
şubat - 2. bölüm
şubat: ben seni seyrediyordum. uzaktaydın, orada televizyonda. çok güzeldin. haberler güzeldir, yağmur güzeldir. sonra her şey bozuldu. şey gibi oldu; hani aziz bey kazadan evvel antenle bana seni göstermeye çalışıyordu, sen bir olup bir kayboluyordun ya onun gibi oldu işte. daha çok şey kayboldu. sonra her şey karanlık oldu, çok karanlık. aziz bey öldü mesela. yok, onda sen bir şey yapmadın, o benim hatam. ama ben o adamı öldürmemiştim ki. sonra saltuk, ona neden öyle yaptın? o iyidir, çok iyidir. sen neden bize bu kadar kötülük yaptın haberler, ne için? ne kazandın? ben o kadar çok şey kaybettim ki.
şubat - 2. bölüm
olan her şeyin bir sebebi vardır, buranın daralmasına izin verme. olan olmuştur, olacak olan da olmuştur. sakin ol. gözlerini güneşe tutarsan gölgeyi göremezsin hiç.
şubat - 2. bölüm giriş sahnesi (aziz bey)
yakınlarınızı, yakından bildiklerinizi hiç kaybetmeyeceğinizi zannedersiniz. hâlbuki insan hayatı ne zaman idrak eder biliyor musunuz? kaybettiği zaman. o ana kadar her şeyi büyük bir telaşla arzu edersiniz. büyük bir hedefiniz vardır: mutlu olmak, hep mutlu olmak. ama sonra kaybedersiniz. ah benim şaşkın oğlum! o gün kara bir diken yuttun ve o diken senin kalbini parçaladı. kalbinin acısı sabredebildiğin kadar büyüdü. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ama sağ kalacaksın, sağ kalmaya devam edeceksin. burada, bu dünyada olmaya devam edeceksin. çünkü babalarının ölülerini kaldırabilmek için çocuklarının sağ kalmaları gereklidir. bazılarıysa yapayalnız kalabilme cesaretine sahip doğarlar, korkmazlar. çünkü nadiren rastladığımız üzere kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur. fakat size kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir adamdan daha kederlisi kimdir söyleyeyim mi? kazanacak hiçbir şeyi olmayan bir adam. o adam bitmek tükenmek bilmeyen bir matemin içindedir. çünkü onun yasını tutacak çocukları yoktur. hayatta kalmak zorundadır. hayatta kalmak için de büyük bir mucizeye ihtiyacı vardır. bilen bilir, yas tutmak büyük bir mucizedir.
Reklam
şubat - 1. bölüm
şubat: yağmur güzeldir, istersen içersin, susarsan mesela, yağmuru herkes sever, fareler hariç. kediler fareleri sever. ama; yakalamayı sever, kasım 1986, avusturalya. charlie adında bir kedi, bir ayda 237 tane fare yakalayarak tarihe geçti. bilinen en avcı kediydi. kediler fare yemez. herkes öyle zanneder ama aslında kediler fare yemez. sonra charlie öldü. 1992 sydney; sel oldu, charlie boğuldu. yağmur bazen öldürür.
şubat - 1. bölüm
yusuf: oğlum komaya giren hasta uyanmaz, uyansa da eskisi gibi olmaz biliyorum ben. şubat: 1988 polonya'da bir işçi iki treni birbirine bağlarken kaza geçirdi. tam 19 sene sonra uyandı. almanya'da uyuşturucu kullandıktan sonra komaya giren ve 6 sene sonra uyanan genç kız hala hayatına devam ediyor. yılmaz maden 5 sene önce inşaatta kaynak yaparken 8 metre yüksekten düştü. komaya girdi. doktorlar "yapacak bir şey yok." dediler. adam 5 sene sonra uyandı. allah var!
şubat - 1. bölüm giriş sahnesi (aziz bey)
bu şehirde insanlar hayatı hırsla kovalarlar. huzur yoktur. kendilerini yiyip bitiren bir kovalamacanın içinde kaybolur giderler. bu yüzden her yerde olduğundan daha fazla suç işlenir burada. daha çok hırsızlık olur, daha çok cinayet, daha çok yangın çıkar. on beş yıl evvel şehirde yirmi dört bin yangın çıkmıştı. yani günde ortalama altmış beş
196 öğeden 181 ile 195 arasındakiler gösteriliyor.