şubat: ben seni seyrediyordum. uzaktaydın, orada televizyonda. çok güzeldin. haberler güzeldir, yağmur güzeldir. sonra her şey bozuldu. şey gibi oldu; hani aziz bey kazadan evvel antenle bana seni göstermeye çalışıyordu, sen bir olup bir kayboluyordun ya onun gibi oldu işte. daha çok şey kayboldu. sonra her şey karanlık oldu, çok karanlık. aziz bey öldü mesela. yok, onda sen bir şey yapmadın, o benim hatam. ama ben o adamı öldürmemiştim ki. sonra saltuk, ona neden öyle yaptın? o iyidir, çok iyidir. sen neden bize bu kadar kötülük yaptın haberler, ne için? ne kazandın? ben o kadar çok şey kaybettim ki.