önce kabul gelir, sonrası yalnızlık.
yalnızlık; baktığın yolun dümdüz olduğunu görmek gibi, bir bahçede tek başına kalmış bir ağaç gibi, gemi yüzü görmeyen bir liman gibi, düşmanlarına bile ihtiyacının olduğu bir büyük çaresizlik gibi, annesinden ayrıldığı ilk anda ilk gözyaşını döken bir bebek gibi
kederli. çok kederli... ama yine de o kederden kurtulmaya çalışmanın insanı küçük düşürdüğüne inanıyorum.
yalnız kalmayı göze aldım. bir kere göze aldım, şimdi bir daha... gitmeyi göze aldım. o kederi göze aldım. ellerimin, gözlerimin, içimin en derinindeki o her şeyini kaybetmiş adamın tanıdığı o kederi... kimsenin görmediği bir adamın kederini...
kimsenin görmediği bir adam var olduğunu nasıl ispatlayabilir ki?
ispatlayamaz, yapamaz. şimdi gidiyorum. onun kabul etmesi için, onun büyümesi için, onun yalnızlığı tanıması ve kendine sarılması için gidiyorum.
şubat,
özür dilerim.