Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ESİR, YORGUN, YALNIZ, YERLİ VE ONURLU BİR ADAM: KEMAL TAHİR
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
Galiba 13-15 yaşlarımda falandım. O zamanlar namazlarımı hiç kaçırmazdım. Bir gün Cuma hutbesinde hoca öyle değişik şeyler söyledi ki, çok şaşırdım.. Çıkışta hocayı bulup "hocam bu hutbeleri sizmi hazırlıyorsunuz yoksa devlet bunları size hazırmı gönderiyor" dedim.. "Devlet gönderiyor" dedi, "Bu nasıl iş ya, devlet
Reklam
Dinleyin çocuklar! Müfredata girmemiş şeyler anlatacağım size. Hazır okullar da açılıyorken bilmeniz gerektiğini düşündüğüm konular…Milli Eğitim Bakanlığı’nın tavsiye kararı almadığı, ders kitaplarına girmeyen, öğretmenlerin anlatmadığı konular. Öncelikle şunu bilin ki hayat dediğimiz, ders kitaplarından öğrenilebilir bir şey değildir. İyi vatandaş olmakla iyi insan olmak arasında, söylenmemiş, üstü örtülmüş bir fark vardır. Uygar ve uysal olmak adına anlatılan şeyler, hayatın derin anlamına nüfuz edemezler. Bu yüzden hayat çoğu zaman gayrı resmi bir yolculuktur. Çok zaman kaçak kalırsın yaşamak kompartımanında. Sana hayat bilgisi diye yutturulan konular gerçekte seni sıkıştıracakları dar bir elbisedir. Ve asla elbiseyi sana uyduracak değiller bunu unutma. Sana yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağmurlu bir coğrafyada yaşadığımızı söyleyecekler. Gerçek olan senin mevsimindir oysa. O günün nasıl geçeceğini anlayabilmek için gökyüzüne bakman gerekmez. Dönüp yüreğine bak. Yağmurlar ve güneş yüreğinden süzülür. Gerçek olan yüreğinin mevsimidir, senin mevsimindir. Her sabah uyandığında gözlerinden dünyaya saçılandır mevsim. Güneş senden doğar ve yağmur senin gözlerinden düşer yeryüzüne.(Tarık Tufan)
< Ben üzgündüm ama onlara "yorgunum" dedim.>
Küçük Prens
Küçük Prens
kitabında yer alan bu cümleye şu sıralar farklı bir perspektiften bakma şansım oldu . Birçok sosyal mecrada karşıma çıkan bu cümle şu sıralar aklımı kurcaladı, zira günümüz dünyasında farkında olmadan o kadar farklı duygu ve düşünceler bilinçaltımıza itiliyor ki bir yerden sonra anormal gelmesi gereken bu konular normalleştiriliyor ne yazık ki . İlk okuduğumda sıradan hatta ajite edip duygusal hissettiren şu cümle şimdilerde sanki yalanı normalleştiriyor, bazı duygularımızı gizlememiz gerektiğini elzem bir hale getiriyor gibime geliyor. Evet hepimiz çoğu zaman yaşadığımız üzgün olma halini çevremize hissettirmemeye çalışırız çeşitli sebeplerden ötürü lakin bunu farklı bir ruh halindeymiş gibi göstermemize gerek yok. Netice itibariyle kişinin kendini yorgun hissetmesi de en az üzgün hissetmesi kadar doğal bir süreç, organik bir his. Sırf başkaları ne der , ne düşünür… (yahut farklı sebeplerden ötürü ) diye varolan duygu,his yerine farklı surette bir kelimeye sığınıp , ona anlam yüklemek doğru olmasa gerek.. Yahut ben çok derin düşündüm ! …
Ayşe
Ayşe
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Kendi sesimden dinlersem kendimi, anlatamadığımda şiire vurursam işi belki geçer dedim.. Ben Sidelya.. Nahif, kırılgan, hayalci.. Cennette açan o çiçek olabilir miyim bilmiyorum. Saate bakmayı hiç sevmiyorum. Zaman giderken ben gitmiyorum çünkü. “Bu son” dediğimde kimse inanmasın, hiçbir şeyin sonunu getiremiyorum. Filmlerin bitiş jeneriğine takılıp kalışımdır ispatı. Çok deneyip olduramadığım şeyler var, olmadı diye vazgeçmiyorum. Hiç susmuyorum, devamlı yazıyorum. Sanırım bu yüzden çok susanların yoluna ölüyorum. Bana kimseye benzememe ayrıcalığı veren kusurlarımı seviyorum. Milattan önce doğsaydım kesin filozof olurdum diyorum. Zamanın içindeyim ama büsbütün de dışında. Bu paradoksa her defasında yeniliyorum. Derin konular hakkında konuşamamak yalnızlığından muzdaribim. Derin gözlere inanıyorum, derin sözlere, Kafdağı’nın ardındaki ihtimallere, kendimi anlatmak isteğim tekil kişiye. Dünyada taştan yığınlarım yok, evimi bir ben biliyorum ve emanet rüyaların sahibini. Yaşım hurdaya çıksa bile gönlümün taze bir çiçek olarak kalacağından eminim, bu yüzden ölümden sonrasına iman ettim. Yanmak mı? Bilmem. Uzak bir kahkahadır kulağımda cennet. Yanmaktan duyamıyorum.
Esra Yıldırım
Esra Yıldırım
Reklam
Tarık Tufan'dan Hayat dersi...
Dinleyin çocuklar Müfredata girmemiş şeyler anlatacağım size. Hazır okullar da açılıyorken bilmeniz gerektiğini düşündüğüm konular…Milli Eğitim Bakanlığı’nın tavsiye kararı almadığı, ders kitaplarına girmeyen, öğretmenlerin anlatmadığı konular. Öncelikle şunu bilin ki hayat dediğimiz, ders kitaplarından öğrenilebilir bir şey değildir. İyi
Felsefe ya da edebiyat yapma, diyorlar. Aslında bence suç bizde; dümdüz insanlarla derin konular üzerine konuşabilmeyi umuyoruz. Sonrası hayal kırıklığı...
Bir vardı, bir yoktu... Ormanın derinliklerinde türlü hayvanlar yaşıyor, bunlar aslan türü tarafından baskı altına alınıyordu. Bu aslanlar gölgeler arasında lüks hayatını yaşıyor, yiyeceklerini önlerine öbür hayvanlar getiriyordu. Sonuçta aslan ormanın güvenliğinden sorumluydu, diğer hayvanlar da kendi güvenliklerini sağlamak için aslana hizmet
Dinleyin çocuklar! Müfredata girmemiş şeyler anlatacağım size. Hazır okullar da açılıyorken bilmeniz gerektiğini düşündüğüm konular… Milli Eğitim Bakanlığı’nın tavsiye kararı almadığı, ders kitaplarına girmeyen, öğretmenlerin anlatmadığı konular… Öncelikle şunu bilin ki: Hayat dediğimiz, ders kitaplarından öğrenilebilir bir şey değildir. İyi
355 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.