İnsanların yap­tığı ve söylediği şeyler özellikle sevimsizse, kişisel olarak alma eği­liminden sıyrılmaya çalışmalısınız. Sizi eleştirmeleri ya da sizin çıkarlarınıza karşı davranışları çoğunlukla yeniden yaşadıkları çok derindeki acılarından kaynaklanır; yıllar içinde biriktirdikle­ri hayal kırıklıklarının ve kırgınlıkların hedefi oluverirsiniz. Eğer insanlara bu açıdan bakarsanız, tepki vermemenin, sinirlenme­menin, önemsiz bir çatışmaya katılmamanın daha kolay olduğu­nu görürsünüz. Eğer karşınızdaki kişi gerçekten kötü niyetliyse, duygusallaşmayarak en uygun karşı hamleyi planlamak için doğru bir konumda olursunuz. Böylece kendinizi acılar ve kötü duygular biriktirmekten korumuş olursunuz. If what people do and say is particularly unpleasant, you should try to avoid the tendency to take it personally. Their criticism of you or their behaviour against your interests often comes from deep-seated hurts that they are reliving; you become the target of disappointments and resentments that they have accumulated over the years. If you look at people from this point of view, you will find it easier not to react, not to get angry, not to get involved in a petty conflict. If the other person is really malicious, by not getting emotional you are in a good position to plan the most appropriate counter-attack. In this way you protect yourself from accumulating bitterness and bad feelings.
Sayfa 279 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
70 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 hours
Dıştaki kabuğu sıyırdığınızda derindeki anlam nedir?
“Büyük kuramlar geliştiriyoruz, ruhen uyumlu olmak istiyoruz, her şeyi kılı kırk yararcasına sınamak istiyoruz, ama sonunda başka hiçbir işarete bakmadan anın bahşettikleriyle seçiyoruz birbirimizi.” Lou Andreas- Salomé' den Ruth' tan sonra okuduğum ikinci eser Feniçka. Feniçka,Moskova’da doğmuş, küçük yaşlarda Güney Almanya’ya ve İsviçre’ye
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167.8k okunma
Reklam
duygularımın tamamı bu harika bir tercüme oldu.
“Çok genç ve safken arzulanan genç kızın, aklı ve düşünceleri olgunlaşıp, kendini ve dünyayı fark ettikten sonra tehlikeli ve düşman sayılması neden? Neden akıllı kadınların ancak nine olunca saygı görebilmeleri? Nedir kadının yaratıcı ve entelektüel zekasına karşı bu kıyıcı küçümseme? Nedir, nedir dişi cinsiyete bu dayatma, bu hor görme, bu ille kontrol etme hırsı ve çok derindeki güçlü kadın – sevmezlik? Yeryüzü uygarlığı, kadını kadınların çizmediği daracık bir alana hapsetmek konusunda neden hiçbir konuda olmadığı kadar kararlı ve büyük bir dayanışma içinde? Niçin bütün dinlerde negatif ve şeytan enerjileri dişil özelliklere bağlanıyor da savaşları, soykırımlarını, silahları, bombaları kadınlar yaratmıyor? Neden imparatorlar, tarihçiler, şehirciler ve peygamberler hep erkek? Kadın kime göre eksik, neye göre tehlikeli, zayıf ve duygusal? Eğer ideal kadın modelinin yalnızca bir zevk, hizmet, itaat ve üreme makinesi olarak işlev görmesi ve sonsuza dek de böyle kalması konusunda uluslararası bir konsensüs varsa, neden kadının kafasına beyin, göğsüne kalp koyarak yaratılmış olduğu konusunda bir açıklama yapılamıyor? İnsan zekâsının mantık kadar duygudan oluştuğu neden yalnızca ‘yapay zeka’ söz konusu olunca hatırlanıyor? Aslında bir adıda ‘kadın korkusu’ olan bu şiddet hangi yüzyıla dek devam edecek? İnsanlığı daima ikiye ayıran bu zulüm barikatlarını kırmak ve bölücü nefreti yıkmak için kaç yüzyıl daha bekleyeceğiz? Kırılıyoruz, yok oluyoruz, kaybediyoruz. Çünkü aslında kazanan taraf yok! Çünkü ruhun cinsiyeti yoktur ve asıl üzücü olan da budur!”
Sayfa 449Kitabı okudu
"Derker ki, en derindeki duygular dışarıdan da görülebilen işaretler verir."
“Hitopadeşa”da kadın olmak...
“Hitopadeşa” eserini okurken kitapta kadınlara dair ifade edilen “küçümseyici” sözlere dair okuma grubumuzda “erkek egemenliğin” kökenlerine dair paylaştığım yazı: İlkel dönemden itibaren neredeyse her kültürde (Coğrafyaya dayalı olarak çok minik istisnalar olsa da) erkek dişiden “üstündür”, daha doğrusu erkek etrafındaki “her şeyden” üstün
Derler ki, en derindeki duygular bile dışarıdan görülebilen işaretler verir.
Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
232 syf.
8/10 puan verdi
Yakında elli yaşını dolduruyorum, kendimi tanıma zamanı geldi geçiyor.
Bir insan kendini ne zaman tanımaya başlar? Bir insan kendini nasıl tanır? Bir insanın geçmişini nasıl tasavvur ettiği kendini tanımasına katkı sağlar mı? Peki, bir insanın varoluş gelişiminde neler etkilidir? Savaşlar,toplumsal sınıf ayrımları,siyaset,eğitim,ekonomi,cinsiyet rolleri,toplumun ahlak
Seneler
SenelerAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20211,609 okunma
93 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.