Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan savaşa giderken nefret etmediğini, sırası geldi­ğinde kendine hâkim olup kıyımın ortalık yerinde bile insan kalacağını düşünür. Ama hayatını korumak zorun­da kalmasıyla,- -savunma içgüdüsüyle birlikte, varlığının derinliklerinde, yüzyıllar ötesinde kalmış uzak bir ata gibi, kara ve kıllı bir hayvanın uyandığını hisseder. İnsan yüzü, yerini goril maskesine bırakır, insan beyni kıllarla karışık bir kan topağıdır artık. Başlar bağırmaya; "İleri, hepsinin hakkından geleceğiz!” Ama bu ses kendi ağzın­dan çıktığı halde insana yabancı gelir; insan sesi değildir Derinliklerden çıkagelen bu ata, bu goril, maymunla in­san arasındaki yaratığı bile ürkütüp kaçırır.
Hepimiz aynı derinliklerden çı­kıp geliriz, ama bir taslak, derinliklerden çıkıp gelen bir yaratık olarak her birimiz kendi öz amacımıza varmak için uğraşıp didiniriz.
Reklam
«Tanrı, ihtiyacım olanı ver ve o nedir bilmiyorum, yalnızlığım bir kuyu kadar derin ve kendim ve insanlar hakkında yanılmıyorum, bana utançta gel ve utanç bugün, utanç daima, ayaklarını, ayaklarının tozunu öperim, gözyaşlarıyla dağılmak istiyorum, derinliklerden sana sesleniyorum, gel yardımıma çünkü günah işlemedim, derinliklerden sana sesleniyorum ve cevap vermiyorsun ve umutsuzluğum çöl kumları gibi kuru ve tereddüdüm beni boğuyor, aşağılıyor beni, Tanrı, bu yaşama gururu susturuyor beni, hiçbir şey değilim, derinliklerden sana sesleniyorum,…»
Sayfa 169
Vaaz aşkı :)
Vaaz verme çılgınhğı içimizde öylesine yer etmiştir ki, korunma içgüdüsünün bilmediği derinliklerden doğar. Her insan, kendinin bir şey önereceği anı bekler: Ne önerdiği önemli değildir. Bir sesi vardır ya, o yeter. Ne sağır ne dilsiz olmanın bedelini pahalıya öderiz...
Vaaz verme çılgınlığı içimizde öylesine yer etmişler ki, korunma içgüdüsünün bilmediği derinliklerden doğar. Her insan, kendinin bir şey önereceği anı bekler: Ne önerdiği önemli değildir. Bir sesi vardır ya, o yeter. Ne sağır ne dilsiz olmanın bedelini pahalıya öderiz.
Sayfa 12 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Uçmaktan korkuyorsun, yükseklerden ve derinliklerden korkuyorsun
Reklam
GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
Zeynep iki parmağının arasında tuttuğu sigarayı yakıp etrafına bakınarak dumanı içine çekti. Etraf karanlık ve sessizdi. Ayrıca hava oldukça soğuktu ve yağmur hafifçe çiselemeye devam ediyordu. Bir süre sonra çalıların ve ağaç kaidelerinin arasında hareket eden bir şey gördüğünü sanarak kendi kendine alçak sesle şöyle mırıldandı: "Bu da ne
Beklenmedik korku
·
Puan vermedi
Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim.Bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum,isyanım ve gücüm vardı,yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar.Ve bir gün,artık bu dünyaya dayanamayacağım,diye düşündüm. Bunun üzerine derinliklerden kadim bir tanrı seslendi: ÖYLEYSE ÇOCUĞUM BAŞKA
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,6bin okunma
2. ESİR KENT'TEN ÖZÜLKE'YE, 1. –alınyazısı şiiri–
Gençlik yıllarındaki o ışıklar perisi Kadere inen kamçı karanlıktaki kudret Derinliklerden gelen fizikötesi öçler İstersen bin parçaya böl de gözlerden kaybet Yine bulur izini tozunu sessiz göçler
Sayfa 436 - Diriliş Yay. 4. Baskı, İstanbul - Kasım 2004
GİDİYORUM Gidiyorum işte Yalnızlığımın derinliğine Bir gülüşün bir ağlamaklığın çıkarır belki derinliklerden dokunma ! derinliklerde bırak beni ağlama, gülme sus sadece beni benle bırak ne olur yokoluşların yarattığı değerlerden yoksun bırakma beni Tunebuni
Reklam
102 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Okunmaya değer bir kitap
Bir Meksika halk hikâyesinden esinlenmiş İnci, bir zamanlar İspanya Kralı'na büyük zenginlikler getiren bir koyda yaşayan fakir bir inci avcısının, Kino'nun ve ailesinin hikâyesini anlatır. Kino'nun çocuğunu kurtarmak umuduyla daldığı denizden çıkardığı eşi benzeri görülmemiş inci, yalnızca umut değil yıkım da getirecektir. İncinin özü insanların özüne; Kino'nun kulaklarında çınlayan ve kasabaya yayılan İncinin Türküsü, ailenin, kötülüğün, umudun ve düşmanlığın türküsüne karışacaktır.Steinbeck, Kino'nun derinliklerden söküp çıkardığı inci ile içinde yaşadığımız dünyaya ve insanın dramına ışık tutuyor.
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,4bin okunma
Öyle mi hanımlar :)
Çobanlık, sadece Anadolu'nun değil, dünyanın kadim mesleklerinden olmasına rağmen; itibarı, geçmişin karanlık sularının derinliklerinde, maalesef. Bugünkü bakışla o derinliklerden çıkması da hayli zor görünüyor. Çünkü hayvanı ve hayvancılığı sevene dair bütün sevgi sözcükleri, kimsenin yüreğinden kopan hakikat değil artık. Ne bir hanımefendi varır çobana bugün, ne ailesi rıza gösterir. Hem el âlem ne der sonra? Konu komşu "çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu" demekten başka ne söyler? Esasında bunlar, benim sözlerim değil; Çoban Selami'nin yaşayıp gördükleri, fakat dile getiremedikleridir.
Kapak Alıntı
Bir Meksika halk hikayesinden esinlenmiş İnci, bir zamanlar İspanya Kralına büyük zenginlikler getiren bir koyda yaşayan fakir bir inci avcısının, Kino’nun ve ailesinin hikayesini anlatır. Kino'nun çocuğunu kurtarmak umuduyla daldığı denizden çıkardığı eşi benzeri görülmemiş inci, yalnızca umut değil yıkım da getirecektir. İncinin özü insanların özüne; Kino'nun kulaklarında çınlayan ve kasabaya yayılan İncinin Türküsü, ailenin, kötülüğün, umudun ve düşmanlığın türküsüne karışacaktır. Steinbeck, Kino'nun derinliklerden söküp çıkardığı inci ile içinde yaşadığımız dünyaya ve insanin dramına ışık tutuyor.
Sel Yayıncılık
Nereye gidiyordu bu kaçış? Hangi derinliklerden gelmekteydi?
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.