Orhan Pamuk:
Benim için roman sanatı başkaları hakkında ahlaki, siyasi yargılar vermek değildir. Ama bu başkalarının niçin böyle davrandığını anlamak için özel gayret etmeye dayanır. Özellikle yurt dışında Kar adlı romanım için röportajlar, paneller yaparken bu durumla çok karşılaştım: Kar'ın kahramanlarından biri Lacivert adlı, bu konuda inançları uğruna şiddete de başvurmaktan çekinmeyen bir siyasal İslamcıdır. Hatta siyasal İslamcı terörist diyebiliriz Lacivert'e. O kitabın röportajlarında da hep aynı şeyi söylerdim, "Ben romandaki Lacivert'in siyasi görüşlerine katılmıyorum ama işimin onun hakkında 'Ne kadar kötü bir terörist' ya da 'Ne kadar kötü bir adam' demek değil, onun niye böyle yaptığını anlamak olduğunu düşünüyorum." Tabii ki anlamak ile hak vermek birbirlerinden çok da uzak değiller. Siz anlamaya başladığınız anda, "Vaayy! Siyasal İslamcı teröristlere hak veriyor!" da derler. Halbuki roman anlamanın alanıdır, hak vermenin değil.
Çarşı-Pazar Hatırası
Çocukluğumda köyden Fatsaya giden İnsanlar bir birine; "nereye gidiyorsun?" diye sorduğunda verilen cevap "çarşıya" idi. Kimse Fatsaya gidiyorum demezdi. Şimdi aynı soruyu sorduğunuzda eski insanlarlardan duyabilirsiniz bu cevabı. Birde şöyle hoş bir durum var. Köylüler ekmeğini kendi pişirirdi ve buna Ekmek derken, Şehirliler buna köy ekmeği derdi. Köylüler de çarşıya yani pazara indiği vakit ailesini mutlu etmek için haftada 1 kereye mahsus fırından ekmek getirirdi. Şehirliler buna Ekmek derdi, köylüler ise pazar ekmeği... Pazar ekmeğini çaya, kolaya bandırıp yemek en büyük zevkiydi çocukların. Şehirli çocuklar için de kuzineden yeni çıkmış sıcak köy ekmeğinin arasını yarıp içine tere yağı koymak büyük bir zevkti. Böyle bir hayatımız vardı. İnsanlar ihtiyaç dahilinde hareket ediyordu. İsrafa pek yer yoktu. Bunun sebebi fakirlik olarak algılanmasın ben çocukken hep tadelle yerdim mesela, şuan bimden gof gof alıyorum. Yani eskiden var olan şeyin bir kıymeti vardı. Eşyaya değer veriliyordu. Şimdi eşyaya değer verilmiyor, eşyamızla bize değer biçiliyor. Eskiden insanların dünyevi dertleri çok güzeldi. Kışlık odun, turşu, konserve, badana, tarla temizliği, okul masrafları.. Şimdilerde dolar, altın, petrol, Amerika, japonya... Hayatımız o kadar değiştiği o kadar sıradanlaştı ki haddimizi aştık ama hep ters taraftan aştık. Hep aşağı doğru, küçüldük küçüldük.. yapaylığın, medyanın, eşyanın kölesi olarak haddimizi aşmaya devam ediyoruz. Tuhaf Odacıklarda, uyandığında bir böceğe dönüşmüş kabuğunun üstünde ayakları tavana dikilmiş yere basmaya çalışan ama dönmeyen böcek gibi...
Reklam
120 syf.
·
Not rated
Burun delikleriyle gören adam; GOGOL
Rusyada edebiyatçılar arasında çok meşhur bir söz vardır: "En uzun burun kimdeyse uzağı en iyi gören odur." derler. Şimdi siz, ben bu cümleyi söyledim diye cümlede bir mantık aramaya kalkacaksınız. Ama durun.. Yormayın zihinlerinizi, zira hiç bir mantık yok.. :) Var olan tek şey, Gogol'un yadsınamaz büyüklükteki burnu. Altı üstü büyük
Bir Delinin Hatıra Defteri (Palto ve Burun Öyküleriyle)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Palto ve Burun Öyküleriyle)Nikolay Gogol · İndigo Kitap · 201756.1k okunma
Hangi kapıyı iki defa çalsak “yine mi?” derler. Hangi sözü iki defa söylesek “kaç defa duyduk, hep aynı şeyler” derler. Ama ömrümüz boyunca hata yapar, elimizi açarız “Allah’ım” deriz. Yine mi sen demez.
Bir takım sıkıntı ve sorun ile karşılaştığınızda karşınızdaki kişi yada kişiler sizi teselli edici sözler sarf edecekler. Takılma, umursama, değmez, sen değerlisin, sen önemlisin, senin yerin ayrı, sen izin verdiğin için oluyor bunlar, olmasi gerekiyormuş, yarın senin ile olmayacak sorunlar bunlar, o kaybetti seni, sen kazandın, sevmiyordu,
99 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 11 hours
KOCA YÜREKLİ ADAM;
Herkese sorulan soru bana da sorulmuştu çocukluğumda, defalarca hep aynı cevabı verdim.Hangi hayvan olmak isterdin? Kuş olmak isterdim.Kanatlarım benim özgürlüğümdü çünkü..İstediğim yere istediğim şekilde gidebilme ve görebilme özgürlüğü.... Bir beton yığının içine hapis olmadan doğa,güneş,ağaç, bulut tüm güzelliklerle birlikte olmak düşüncesi bile muhteşem. Öyle özümsemişim ki bu cevabı rüyamda hala kuş olduğumu görürüm mesela... Özgürlüğe özlem duyduğum istediğim gibi hayatımı yaşayamadığım için olsa gerek. Knulp seni kıskandım.Evet bir yere ait olamamak elbette bir eksiklik fakat özgürsün.Bütün evren senin ocağın. Gezip gördüğün bütün yerdeki insanlar senin ailen... Nasıl bir yürek taşıyorsun ki dünyanın her yerinde dostların var ve sana saygı duyuyorlar, seni el üstünde tutuyorlar... Ve yüreğinde taşıdığın sevgi o kadar çok büyük ki gittiğin yere hissettiğin sevgiyi yansıtabiliyorsun,kapısını çaldığın kişi evini ocağını açıyor sana... Kocaman yürekli bir adamsın sen. Evet hayvanlarla,insanlarla,bitkilerle aynı dili konuşuyorsun ve bu hayatı seçmenin tek sorumlusu yine insan malesef. Kısacık öykü insanlık adına verilen dersler yumak misali bir araya gelmiş okuyucuya sunulmuş. Çerez niyetine okumuş olmak için değil hakkını vererek okuyacaklar okusun lütfen. Knulp ile tanışmak onu tanımak düşünmeyi gerektiriyor çünkü. Kitapla sevgiyle Kalın
Knulp
KnulpHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20222,290 okunma
Reklam
1,000 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.