Derya Yaşar

İnsanın gerçek ıstıraptan, yani yıkım ve kaostan asla vazgeçmeyeceğine eminim. İdrakin biricik kaynağı ıstıraptır. Başlangıçta idraki insanın baş belası saydığımı söyledim, ama insanın bunu sevdiğini, dünyadaki hiçbir hazza değişmeyeceğini de biliyorum.
Sayfa 38 - İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Şahsi kanaatime göre, yalnız refahı sevmek biraz ayıptır bile. İyi midir, fena mıdır orasını bilmem ama, bazen bir şey devirip kırmanın da kendine göre tadı oluyor. Bu bakımdan ne başlı başına refahı ne de ıstırabı tutarım. Ben... şahsi kaprisimden, onu her istediğim anda tatmin edebilmek imkânından yanayım. Istırabın vodvillerde yeri olmadığını biliyorum. Billur saraya ise büsbütün yakışıksız düşer: Istırap, şüphe ve inkâr demektir; içimizde şüphe uyandıran bir billur saray tasavvur edilebilir mi?
Sayfa 37 - İş Bankası Kültür Yayınları
İnsan yapıcıdır, yeni yollar açmayı sever, bu su götürmez bir gerçektir. Fakat neden acaba bir yandan da yıkmaya, her şeyi kaos haline getirmeye bayılır? Haydi buna cevap verin bakalım! Bu konuda ayrıca birkaç söz söylemek istiyorum. İnsanın her şeyi yıkıp kaos haline getirmeyi sevmesi (bazen bunu yapmaktan zevk aldığı inkar edilemez), üzerinde uğraştığı yapıyı bitirmekten, gayesine ulaşmaktan içgüdüsel olarak ürkmesinden mi kaynaklanıyor yoksa?
Sayfa 36 - İş Bankası Kültür Yayınları

Reader Follow Recommendations

See All
İnsanın kasten, şuurlu olarak zararlı, manasız, hatta son derece budalaca bir arzuya kapıldığı bir durum, tek bir durum vardır: Yalnız akla uygun şeyler istemek zorunda kalmayıp, ne kadar manasız olursa olsun istemek hakkına sahip olmak. Bu manasız istek, hele bazı hallerde bizim için bütün dünya nimetlerinin üstünde bir değer kazanabilir.
Sayfa 31 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hür iradesi, arzusu olmayan, istemeyi bilmeyen insanın org silindiri üzerindeki cıvatadan ne farkı vardır ki?
Sayfa 29 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şuurun meşru mahsulü atalet, yani gönüllü avareliktir.
Sayfa 19 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Öç almak isteyen veya genel olarak kendini korumasını bilen dişli kimseler bunu nasıl yapar? Böyleleri kendilerini öç hissine kaptırdılar mı, bu duygu varlıklarında her şeyi siler süpürür. Böyle bir adam kudurmuş bir boğa gibi, boynuzlarını öne eğerek hedefe doğru atılır ve ancak önüne çıkan bir duvar onu durdurabilir.
Sayfa 11 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben hasta bir adamım...Kötü bir adamım. Suratsız bir adamım ben. Galiba karaciğerimden zorum var. Doğrusu hastalığımın ne olduğunun da farkında değilim ya, hatta neremin ağrıdığını bile iyice bilemiyorum. Tıbba ve doktorlara saygım olduğu halde tedavi olmuyorum ve asla olmayacağım.
Sayfa 3 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tanrım! Tam bir saadet ânı! İnsanın bütün bir yaşamı için de olsa, az şey mi sayılır bu?
Sayfa 94 - Can YayınlarıKitabı okudu
Neden bilmiyorum, birden odam da, tıpkı ihtiyar gibi yaşlanmış göründü bana. Duvarlar ve zemin renksizleşti, her şey kir pas içindeydi; neden bilmiyorum, pencereye baktığımda, bana öyle geldi ki karşıda duran ev de yıpranmış ve kararmıştı kendince, sütunlardaki sıvalar kopmuş ve dökülmüştü, kornişler kararmış ve çatlamıştı, canlı, koyu sarı duvarlar leke lekeydi ...
Sayfa 94 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Herkes gerçekte olduğundan daha katı görünmeye çalışır, sanki herkes açıkça dışa vurursa duygularıyla alay edileceğinden korkmaktadır...
Sayfa 77 - Can YayınlarıKitabı okudu
Uyandığımda, uzun zamandır tanıdığım, eskiden bir yerde dinlediğim, unutmuş olduğum, hoş bir besteyi artık hatırlıyormuşum gibi geldi bana.
Sayfa 74 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ve şimdi başka her zamankinden de iyi biliyorum, en iyi yıllarımı boşu boşuna harcadığımı! Şimdi bunu biliyorum ve bunu biliyor olmaktan da acı duyuyorum...
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okudu
İlk bakışta çevremizdeki her şey soğuk, suratsız, neredeyse öfkeli...
Sayfa 50 - Can YayınlarıKitabı okudu
Eğer bilmiyorsanız, Petersburg'da oldukça tuhaf köşeler vardır. Bu yerleri sanki bütün Petersburg insanlarını aydınlatan güneş değil de, özellikle bu köşeler için ısmarlanmış ve her şeyi farklı, kendine özgü bir ışıkla aydınlatan başka, yeni bir güneş aydınlatmaktadır. Bu köşelerde, sanki bambaşka bir hayat yaşanır, yakınımızda yaşanana benzemeyen, bizde, bizim ciddi, çok ciddi zamanımızda değil de, bir varmış bir yokmuşlarda olabilecek türden bir yaşam.
Sayfa 44 - Can YayınlarıKitabı okudu
384 öğeden 361 ile 375 arasındakiler gösteriliyor.