YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
Yönetmen Akira Kurosawa'nın yine yönetmen Ingmar Bergman'a bir mektubu vardır, o mektubun içerisinde şöyle bir kısım geçer:
"İnsan, bir bebek olarak doğar, bir çocuk olur,
İlk basımı 1995 yılında yapılan yazarına Türkiye'nin Tolkieni kitabınaysa Türkiye'nin metrixi dedirten eserdir puslu kıtalar atlası. Bir çok kaynakta tarihi fantastik olarak geçiyor olsa da aslında türü falsefi-fantastiktir. İnsanların bu yanılgıya düşmelerinin temel bir kaç nedeni var.
1. Hikaye 17.yy Osmanlisindaki İstanbul'da geçiyor ve
YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
"Yeni yıla nasıl girerseniz o yıl öyle geçer" diye bir efsane vardır ya, işte ben de 2021 yılına Camus'nün Başkaldıran İnsan kitabıyla girip bütün bir yılı başkaldırı
İnsan düşünen bir hayvandır. İnsan politik bir hayvandır. İnsan deneyen bir hayvandır. İnsan düpedüz hayvandır. İnsan doğası gereği bencildir. İnsanın özü yoktur. İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur. Duyularımıza asla güvenemeyiz. Düşünüyorum öyleyse varım. Ben varsam, ölüm yok; ölüm varsa, ben yokum. Tanrı vardır. Tanrı yoktur.
Uzun İhsan Efendi' nin Descartes'in "Düşünüyorum öyleyse varım "görüşü üzerinden "Ben Kimim" e varan hikayesi. Helezonik kurgusuyla okuru sarmalın içine çekiyor. Düşle gerçeğin birbirine karıştığı okunası roman. Yeni keşfettiğim ve tüm eserlerini merakla okurum dediğim yazar oldu İhsan Oktay Anar.
Descartes felsefesinde insan kendi varoluşunu "düşünüyorum öyleyse varım" sözleriyle kanıtlarken diğer her şeye şüphe ile yaklaşıyor insan. İnsan kendinden emindir ama kendi dışında bütün olanlara ne demeli? İnsan düşlere dokunabilir mi? Bütün bunlar insanın düşünde mi vardı? Nihilizm felsefesinde ise gördüğümüz, dokunduğumuz hiçbir şey
Eserin ilk bölümünde bizlere seri üretimde, üretilen insan fabrikasından bahsedilmektedir.
Bu fabrikada kusurları en aza indirilmiş ve güçlendirilmiş insanlar üretilmektedir. Üreme ise tamamen bir fabrikasyon işlemidir. Tıpkı şu alıntıda geçtiği gibi:
''Embriyolara ne veriyorsunuz? diye sordu. Her zamanki tifo ve uyku hastalığı
✨klasisizm; 17.yy’da avrupa’da merkezi otoritenin çok güçlü olduğu bir dönemde ortaya çıkmıştır. yani klasik edebiyata doğasını kazandıran şeylerden biri de güçlü monarşilerdir. bu çağ akımı “akıl” merkezlidir. bu aklı biraz diktatör bir yönetici gibi zihninizde canlandırırsanız aslında klasisizm akımını da ana hatlarıyla çizmiş olacaksınız.
Az önce çayları yudumlarken arkadaşla aramızda geçen dialog:
Elime telefonu aldım, akışa göz gezdirirken bir yandan sesli düşünüyorum
"Descartes ne güzel söylemiş, düşünüyorsam öyleyse varım"
Bizim Sülo: Abi bende düşünüyorum
Ben: Sülo Allah'ını seversen, rica ederim sen düşünme ya! Ulan bir kampa gittik, "ben yolu biliyorum" dedin, Rize'ye diye 80 kilometre yürüttün, sabah tam tersi Kars'tan çıktık.
Allah'ını seversen sen bi öte git ya!