Unutulduk
Bir damla göz yaşında unutulduk Gittikçe daralan bu kafeste Kurşunlarca ağırlık yüklenmiş omuzlarımız Özgürüz tutsak yaşarız zindanımızda Kapımızı dost bir el çalmadı Bir damla göz yaşında unutulduk Nedenlerimizi soran kalmadı Bitmemiş bir şarkıda unutulduk Borçlanmış tüm sevgiler bize Bir gölge ayırdı bizi bizden Yaban gözlerle yalvardık birbirimize Kapanmamış bir defterde unutulduk Destanlarımız kaldı yazılacak Destanlarımız bir annenin göz yaşlarında kurudu Sarılmamış bir yarada inledik Mezar taşlarımız kaldı ağlayacak
Ben de, tıpkı bizim stran* ve destanlarımız gibi, eskiye aidim artık. Düne aidim, bugüne değil. Gerçeği de söylemek zorundayım; bu durum bana bir mutluluk da veriyor. Çünkü dünya kötüye gidiyor. *Şarkı,türkü
Reklam
Bende tıpkı bizim stran ve destanlarımız gibi, eskiye aidim artık. Düne aidim, bugüne değil..
Eğitim Sistemi, Çocuklara Yardımcı Olmuyor
Siz şimdi bugün yetişmekte olan bir çocuğu, 100 Temel Eser'le, klasiklerle başlatırsanız, o çocuğu edebiyattan soğutursunuz. Mesela iki tane Harry Potter kitabı okutun. Çocukların bayıldığı kitaplar bunlar. Bırakın okusun ve okumaya alışsın! Ama listeye böyle eğlenceli bir kitap koymazlar. Neden, çünkü yazarı yabancı kaynaklıdır, hikaye saçmadır, sihirbazlıktır. Olsun varsın, çocuğun hayal gücünü zorlar. Çocuklara okutulacak kitapları hiç olmazsa pedegoglarla hazırlamaları lazırm. Böyle, bizim destanlarımız, şanlı tarihimizden gelen kitaplarımız diye 12-13 yaşında bir çocuğun önüne aruz veznini veya bir klasiği koyamazsınız. Okumadan soğur.
Sayfa 101 - Ayşe KulinKitabı okudu
Destanlarımız
. Türk destanlarına şöyle bir sathî nazar fırlatmak bile ondaki bediî ve hamasî unsurları görmek için kâfidir. Kadın güzelliği, kadının ilham verişi ve vefakârlığı, kahramanlıkta ölçüsüzlük, iyiliğin daimî galebesi, atın insana sadık bir yoldaş olması, gafletin her zaman ceza görmesi, namus ve şerefin hayattan üstün tutulması Türk destanlarında belli başlı unsurlardır. . ORKUN, 1951, Sayı: 30
Yazılanlar hiç yabancı gelmedi...
Tatar kelimeleri Rus harfleriyle yazılmış... O harflere baktıkça, kendi dilimden; annelerimizin, mini mini yavrularına ninni söylemek için kullandıkları o tatlı dilden nefret ediyorum adeta. O yazılar öyle çirkin öyle kaba ki! Neden bilmem bir çocuğun sınıfta kara tahtaya Rus harfleri ile Tatarca yazan elini görür gibi oluyorum. Küçük bir el; vücut, kafa, göz yok; yalnız zayıf bir el gözlerimin önünden gitmiyor. Ağlamak, hayır gülmek istiyorum. Mektuplarında, babama, bana eski destanlarımız dan birkaç satır gönder diye yazacak olsam, babam bana, "Siyer-i Nebi"yi, "Çora Batır"ı bu harflerle mi gönderecek?
Reklam
29 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.